Adsız Kasaba
Omuzlarım, diri bir sabahın yolcusu gibi yorgun,
Haykırışlarım, aşkı körfezde sığdıran bir bakış uzağı, Günler sefil sarhoşluğunda yüzüme güneş gibi doğuyor, Ölüleri sürgünü sırtlarcasına, kayıp bu kasabanın şairi ozanı. Kilitleri paslı kapıları meşhurdur, şu salkım sermesi gecitlerin, Anahtarı gelinciklerin gerdanında, döker arnavut kaldırımlarını meydanına, Pencereleri o sonbahar ayına selam verircesine rüzgar alıyor iceriye, Efkarı yıllara sığdırmış bir kalkan catıları, boyasız duvarları hala kara, Kopuk birşeyler cok, belli olmayan herşey eksik ki adı bile yok, Kuşlar misafir, kurtlar müdavim akşamına ve tel örgüler gerili, Issız bir yolgecer hanına yabancı ürkekliğinde anılar yitik Ve keman edasında uzaklık anlatan bir uğultu sürekli |
Merhaba,
"uğultular" sona erer mi ki ! Güzeldi!
Teşekkür ederim selamlar !