/ MİHRİ /
Yaz dedi
Sinan’ın mihri-mah aşkına yaz Bir kaval sesine yak gitsin türküleri Nasılsa dili lal bir sarhoşluk bizimkisi Bir kubbeden ötekine Güneş batsın Ay sallansın Gözlerinin siyahında öldür beni Bir yörüğün kıl çadırında Olmayacak dua’ya amin dedim Suretini indirdim Sabretmeyi bilmeyen avuçlarıma Ah Mihri Ah yazgım olmayan Leyli Kar oldum Taş oldum Kafamı vura vura Yarama tuz basa basa Beni Kendi kavmine bağışla Haktan gelen Kûn aşkına Ben Leyli Ben Her yağan yağmurun koynunda demlenen Kolay sevenlerden değilim ki Yedi dağ gezdim Gözlerin için Mihri Yarınımı ; hep dün bildim Kimsesiz türkü gibi Tan vaktinde Tam vaktinde Bir tekbir arası Göğün mabedinden duyarım Zaman ve saniyeler arasında Anlarım ki Üstü açık kalsın üryanlığımın demiş Züleyha Yusuf kuyular kadar kör Aşkın acıları asırlardır tırnak altımda Duymayan varsa hala Arş-u âlâ titrerken Göğün şifresi Varsın nara atsın gizil sancılarıma Ve bir gün Düşerse ellerimiz iki yana Ardım sıra okunsun aşk Mühürlü yüreğinden başla yanmaya Ve beni Yağmurun ney sesiyle dans ettiği vakit hatırla Sahi neydi gün-ahımız Kor/muydu Kör/mü Söyle Leyli Hoş/çakal iki kelimeye sığıyor’mu ? Ve bir şiir düşer geceye Gözleri mayın tarlası gibi Yine bir şair solundan vurulmuştur Berduş-u viran misali / MineKuş / |