ÇOCUKKEN ÇİÇEKLİYDİ BÜTÜN ELBİSELERİM
Bir türlü kaynağına ulaşamayan
Soğuk yüzlü Durgun nehir misâli Ağır ağır Kendi etrafımızda dönüp duruyoruz Düşlerimize çarpa çarpa Denize yol alma telâşındayız Özgürlüğümüze sınır koyanlara Kafa tutmadan Yıllarca Boyun eğmişiz yasaklarına B o ğ u l u y o r u z Resmin tamamını göremediği için gözlerimiz Kör düğümleri çözememiş Karanlıkta İçimize ağlamayı seçmişiz Kendimize tutsak El ne der diye yaşamaya alıştırılmışız Ağustos sıcağında Sakız ağaçlarının gölgesine uzanmayı Gece Deniz kenarında ateş yakmayı Yağmurda ıslanmayı unutmuşuz Yüreğimize bereketsiz toprak atılmış gibi Ruhumuz sancılı Nasırlı ellerimiz yaralı Yarınlarımız Umutsuz Gözlerimiz Maviye hasret Gökkuşağına yabancı Çiçekli perdelerin arkasına saklanarak oyun oynayan Kış gülüşüyle taş duvarları ısıtan Camın buharına Söyleyemediklerini yazan Çocukluğumuz kaybolmuş Bakımsızlıktan Biz kaderimize ağlamaktan Güzel olmayı unutmuşuz Dağılmışız Bu yüzden Benim şiir yazamayan yanım Gökyüzü boyacısı olmak için Terâs katında saklanıyor hâlâ Melisa kokulu bahçelerde Kaybolmaya Dünden hazır Deniz GİRİTLİ Gönül sesimi güne taşıyan seçki kuruluna, beğeni ve yorum bırakan şiir dostlarına gönülden teşekkür ederim. |
Yarınlarımız
Umutsuz
Gözlerimiz
Maviye hasret
Gökkuşağına yabancı
En içten selam ve saygılarımla