Bir Yapraklık Ömür
Uçurum kenarında düşen yaprağım.
Damarlarımda ilk akan su, Tenime ilk güneş dokunuşu, Nasıldı. Mevsim bahardı Ve küçüktü ciğerim; Nefes nefes büyüdüm. Rüzgar soğuktu. Temiz ve saf bir ışık süzdü gözlerimi Ilık ılık aktı içime. Şeffaftım, Ay parçası kadar yufka yüreğim Gülen yüzlerle, Eğildim selam verdim. Ben, küçük bir candım sade. Ömür bir mevsim Her saniye bir başka anıyla Sürdü içimi. Her gün, bu ürün Kat kat oldu, Açıldığında yemyeşil Can içinde ________candı gönül. Ve hüküm geldi: Sonbaharın ecel rüzgarları savurdu Narin bedeni. Uçtum... Hafif kırılgan bedenim. Artık ruha ağırdı. Uçurum dibine varmadan Ayrıldı bedenden. Bir sarı hazan yaprağı kaldı. Akşamın son ışıklarında, Kızıl bir yapraktı toprağın kucağında, Hiç can olmamış gibi uzandı. Siyah gecenin kapıları Üstüme, Kıyamet mührüyle kapandı. (Mart 2010) |