ELLERİ TÖRPÜLÜ KADIN
Bu sana nasihat değil
Bir dost tavsiyesi Kimden neyin intikamını almaya çalışıyorsun Unutma ki zararın hep kendine Bir gece ansızın,herşey bitecek Utancından kaldıramayacaksın ellerini semaya Artık çek o karanlık gözlerini gecelerden! Bir gece bir yıldız kayacak Kırmızıya boyanacak’ törpü gibi ellerin’ Etrafındaki yasak elmayı dişleyen kurtlardan kurtul Sen Günahı alnına yazgı diye satır satır işlenmesin.! Sen parçalamışsın yüreğini Günahlarını ruhuna yama yapmışsın İçine çöreklenen ihanetin altında kalmışsın? Teninden yararlanmaya kalkan akbabalar var Görmüyormusun Bir gece Odanı çevreleyen dört duvar yıkılacak üstüne En kuytularda duyacaksın ölümün soğuk sesini Yaşanmışlıklardan arta kalanlar bile Bitirecek hayatını Sen anlayamazsın bu yazdıklarımdan Sorarım sana ey elleri törpülü kadın Bir ölü nasıl bağlar göbek bağını Yaşadığın hayat pamuk ipliğine bağlı Gayrı meşru ellerin kirini gönlüne sürme Ve şehvete aşk diye iltica etme sakın! Bu nasıl bir hırs Öyle delice bir hayat karartmış gözlerini Görmüyorsun,ömrümü kirpiğine asıyor gece Sen dalları kopmuş bir ağaç gibisin Nereden budak vereceğin belli değil Unutma ki Kurutulmuş o dallar Bir gün gelir o ağacı kökünden sallar Sen böyle kelimelere pek kafa yormazsın O kuruttuğun dallar bugün varsa Yarın yoktur senin için Her dalın bir sınır boyunda Her konakladığın salaş bir odanın Loş ışığında kaybolmuş umutların Bir tarafın vizeli, bir tarafın kaçak Dudakların ateşinde yanmış,unutulmuş yarınlar Hangi esrarlı gece de bıraktın yine umutlarını Bir gecelik haz uğruna körlettin duygularını Hangi kirli bedene dokundu o törpülü ellerin Zalim yatağında rahat uyurken Hangi köşe başında tazeledin yarınlarını Umutlarını Doğan güneşini ne zaman alacaksın avuçlarına Kendin olabilmeyi biç denedin mi Sözünde durmak için verdiğim çabayı Özünle barışık yaşamayı hiç özlemedinmi Tutkuyu ve yüreğimdeki ateşi En iyi sen bilirsin En iyi sen bilirsin,darbenin nereden geleceğini Her zaman en iyisini bildiğin gibi Elleri törpülü kadın 25-06-2010 |