Üç - Beş Kuruşluk PropagandaSöylesem küsen darılan olur söylemesem içim içimi yer vicdanımı ur kaplar kalbim yaralanır ruhum kangren olur benliğim ölür sıra sıra çöp bidonlarını deviren köpekten ne farkım kalır söylemeliyim söylemeliyim ki belki özgürlüğüm bu söylemdedir esaret biter insanlığım kurtulur caddelere sokaklara ve dükkanlara sığmıyor insanlar az ötede bir - iki sokak bilemedin üç sokak ötede her taraf bomboş sakin ve ağlamaklı sokaklar yaşamın adı hayatın tadı tuzu varoş bir kadın eşiğe oturmuş yün eğirirken kapının önünde bisiklete binen torununa göz kulak olur gözünü kulağını kapatmışlara gözkulak olmak deyimi belki bir şeyler hatırlatır ayrımcılık sınıf farkı hepitopu iki ayak bir karış hiç bir şey pahalı değil gayrı zengin-fakir görgülü - görgüsüz köylü - kentli her istediğine ulaşabiliyor en ucuzu üç en pahalısı beş kuruş yine de doymuyor nefis belli ki bir şey olacak kaldırımlara dizilmiş insanlar bekliyorlar niçin bekliyorlar kimi bekliyorlar çünkü otobüsün içinden bir şeyler atacak bir adam adam ki koca koca elleri var elden ele fark var öyle ki;verdiğinin bin mislisini alacak vermeyince gırtlağına çöküp boğacak kadar büyük eller ölümü göze aldıran nefis için dışın pis birbirinin üstüne düşenler yola düşenler ayağa düşenler en ucuzu üç en pahalısı beş kuruş gelin damadın allısı-güllüsü bal ayında bal arısı gelin buyurun gelin korkmayın çekinmeyin size söyleceklerim var diyor adam etrafına toplanan kalabalığa yüzünü dönüp bağırıyor ateş üflüyor ağzından ejderha gibi bazen gülüp bazen de ağlıyor söz veriyor söz alıyor bağırıyor da bağırıyor çocukların korkulu rüyası telgrafın tellerindeki kuşları ürkütecek kadar bağırıyor şehrin sokakları ve caddeleri bomboş meydanda toplanmış ahali gelir gider hesabı yapıyor adam gitmeden önce adam gidecek geldiği yere kâr-zarar hesabından kârlı çıktı besbelli kısa günde çektiği sıkıntı her şeye değer değer mi? değer en ucuzu üç en pahalısı beş kuruş Arap Kurt |