AHMET KAYA'YA
Ahmet KAYA’nın 43 yıllık yaşamına ithafen;
43 Kıtalık şiir. (Umut DOĞUER) Deli dolu bakar gözleri ahmet gibi El ele fransaya gidelim iki gözüm Devrim türküleri dilimizde sürgün misali Biz bize Fransa’ya gidelim iki gözüm Sene 2000 acının ismi sürgün acısı Hak helal etse doğmaz yine cefası Ülkesini sevmek bile sürgün cezası Bitti mapus bitti Ahmet’e gidelim Biz ki Türk oğluyuz diye başlar söze Kerwan isimli beste düşer köze Vatan aşkıyla yanar Paris’te Hadi hazirlan Fransa’ya gidelim İki parmak yan yana adı özgürlük Ülkenden kovulmak bilirim esirlik Bizde seni deli dolu sever idik Hazırım iki gözüm Ahmet’e gidelim Elimden tutsan alsan beni Özünden saysan sevsen beni Ahmet misali yakarım geceleri Umudun yolunda kessede bedeni Bir koca çınar vatanından kopalı Sahirin gönlünü binkez yakalı Hürriyet gazetesinde yavşak yazalı On altı yıl oldu Fransa’ya gidelim Bir ayrılık ahmak düştü kolundan Yezit yine vazgeçmedi huyundan Nice Ahmet kurtulamadı idamdan Toplan sevgili Fransa’ya gidelim Her gazete manşetinde Ahmet adı Hakaret dolu şerefsiz mazi Karalama o günler gelmez geri Uyan bre iki gözüm Ahmet’e gidelim Serdar piçi çocuk iken eskiden Ahmeti vatan haini ilan eden Kendi şerefini para ile satan Kıçı yemeyince özür ile kaçan Mahsunmuş iboymuş fasa fiso Şeref yoksunu şerefsiz millet Yine dilimde küfür var Sövmeden gidelim iki gözüm Belçika’da bir konser günü Yine dolu insan şereftir özü Karşı çıkan şerefsiz sözü Fransa’ya gidiyoruz uyan iki gözüm Yine Ahmet’e mısra mısra yazarım Gel gözüm karanlığa ateş olalım Soysuz zihniyeti yakıp yıkalım Hadi gel Ahmet’e gidelim Şiire gazele gönül verdim Abim sayıp en derinden sevdim Ülkeme canımı , gönlümü verdim Kürdüyse bi o kadar kardeş saydım Metrisin önünde prangalar var Ne zaman geçse yüreğini yakar Bir şiir bir beste için yatmışlığı var Ağlamadan gidelim artık iki gözüm Kelimeler yetmez ne kadar sevsek Dinlediğini tutmaz besteni yazsak Devrim aşkıyla sokakları yaksak Kal hadi gözüm Ahmet’e gidelim Ahmet derki üşürüm vatanım için Allah bilir sebebi yorgansızlık değil Çekemeyen itler çatal kaşık atar Dilindeki söz "kafama sıkar giderim" Millet linçe girişir o gülten diye bağırır Bir yandan yavrusunu sakınır Sevgi duvarından apar topar atılır İşte gidiyorsun hoşçakalın iki gözüm Levent KIRCA’yla olacak o kadar Yas sebebiyle Ahmet’in sazı çalar Bu kadar acı Sahiri gömer Uyan hadi Fransaya gidelim iki gözüm Yaban eller soğuktur üşümez misin? Gel artık Ahmet gelemez misin? Şu yalan dünyayı sevemez misin? Bende sevmedim gidelim iki gözüm Bu uyku fazla derin uyanamadın Sazına sonkez sarılamadın Müjganla sen ağlaşamadın Vakit tamam gidelim iki gözüm Uykunu Fransaya gömdüler Başkaldirdın anlamadılar Bu zihniyetten bir bok çıkmaz Seven yüreği ülkemden kopardılar Diyarbakır ortasında vurulmuşum Yaram görünmezdir saklanmışım Kalkar gelirim kararımdır Sensiz olmaz gidiyoruz iki gözüm Sevdaya yazdım şiirimi sarmadı Güzele yazdım Sahiri sevmedi Sana yazdım güzelliğin görülmedi Sabrım kalmadı gidelim iki gözüm Sen giderken eller üstünde Çaba edip yanında olamadım Yine beste için yazarken Sana layık göremedim Benim nasıl yandığımı nereden bileceksiniz Ismim kalır onuda ezip geçeceksiniz Ahmeti Sahir gibi nasil seveceksiniz Buruk yine gönlüm Fransaya gidelim Nice kafiyeme beste ararım Nisanın sonunda onu bulurum İkisinede kurban olurum Ahmet’e gidelim inan çok doluyum Gidelim ki şiirler dile gelsin Dil Ahmet’e selam söylesin Birtek sensiz olmaz bilesin Bir defter, bir kalem artık gidelim Makamın tahtın cennet ola Şiirin kadar sevdiğin ola Bir Sahir edemez ama Artık bekleyemem iki gözüm Ağlama bebeğimi dinleyip Tekrar tekrar ağlar oldum Yine seni anıp dua edip Kara dünyamda yaşar oldum Nice aşkların acısını çektim İşte bu yüzden şiiri seçtim Günü geldi Ahmet’e yazdım Bir seni unutup, bırakamadım Gurbet cefası şaire acı verir Olurda vermeyenin demir gövdesi erir Hepsi geçer geriye Ahmet kalır Sevdiğim hazır ol gidelim Ahmet’e Canım canana eş ise Ahmetle başlar her bestemiz Engelimiz sadece ölüm ise Onunda en ağırını çekeriz Nerde çağımızın altın kalbi Ahmet’e dokunan güller misali Hayırlısı ilkkez görürüm seni Haydi Gizem Ahmet’e gidelim Kıtaların ardı arkası gelmez Pezevenk yezid soyu Ahmet’i sevmez Yürekte senden başka olmaz Toparlan gizem Fransaya gidelim Ahmedimde insanlığı severdi Gerekirse vatan için ölürdü Son kez mezarında görüldü Haydi sevgilim Ahmet’e gidelim Çığlıklarım Diyarbakır’ı geçmez Yanına gelmeye Umut engel biçmez Biri susuz kalsa senden öteye gitmez Kainat batar olsa da Fransaya gidelim Sahir Ahmet diye diye yanına gelecek Bir ömür istense yine de verecek Gün gelecek herkes gülecek Nerdesin sevgili Ahmet’e gidelim Onların ibrahimi, mahsunu varsa Kaşığı, çatalı, bıçağı varsa Kırk yıllık şeref bunlara azsa Kalkta sevgilim Ahmet’e gidelim Artık kalemim Ahmet’e yazar Sevgiyle yanan bağrım devrime yanar Bin türlü meşk gelse o da gider Devrim türkümüzle Ahmet’e gidelim Iyimser gülümüzü duvarlarla ezdiler Dur demeden idam edip geçtiler Birtek sana idam diyemediler Hazır diyemeden Fransaya gidelim Burası Türkiye adalet kadın ismi Baştakilerin ne huyu belli ne cinsi Beni sessiz bırakan amerikanın iti Itlere boyun eğmem Ahmet’e gidelim Günler gelip gidiyor Ahmet’e yakınım Bu diyardan göçerim sakinim Seni sevmektir en büyük delilim Gizem hazır artık Ahmet’e gidelim Son kıtam son sözüm Hakikat ve şereftir özüm Hakaret varsa dilinde itin Okumadan uzanmasın ona dilin |