Biz Beceremeyiz
Biz beceremeyiz kolay kolay
bir insana okkalı bir tokat patlatmayı ya da silah sıkmayı en son on bir on iki yaşlarında arkadaşım Aziz ile operasyon yapmıştık mahalle arkadaşlarımız Sinan ile Haldun’a elimizde su tabancaları kimse ne yaralanmış ne de ölmüştü sadece ortalık sulanmış Ahmet ile arkadaşları da doya doya gülmüştü... Yapamayız asla itişi kakışı sıradayken birinin önüne geçmeyi ve önümüze gelen yemeği seçmeyi hepsine Allah’ın nimeti der kaşıklarız coşkuyla sindirilir geçer gider peşinden bir bardak suyla... Biz beceremeyiz trafik polislerine çorba parası vermeyi ya da ruhsatın arasına yirmi otuz lira sıkıştırıp idare et ağabey demeyi... Yılandan pek korkmasak da yalandan pek korkarız dünya zaten yalan bir de bizim ağzımızdan çıkmasın... Biz beceremeyiz hem de hiç beceremeyiz bu vatana ihaneti yediğimiz ekmeği, içtiğimiz suyu soluduğumuz havayı ve bir dolu güzelliği inkar etmeyi beceremeyiz insanları kazıklamayı aldığımız sattığımı mallardan aşırı kâr yapmayı... Belki saz çalamayız sesimiz kargalardan beter şarkıda söyleyemeyiz bir başımıza lakin vatan için söylenen her türküye eşlik ederiz hem de ölesiye... İşte Anadolu ’’Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan.’’ Türkiye her zaman gururumuz kimi zaman zorlansak da kimi zaman bozulsa da durumumuz aşk ile sevgi ile basacağız topraklarına yine de terk etmeyeceğiz selam duracağız çoluk çocuk, yaşlı genç selam duracağız burçlarında dalgalanan bayraklarına... |