SİYAH BEYAZ AŞKLAR
AZİZE-((*-43-*))
Özlem rüzgarları eserken Başkent ile Denizli arasında Bende daha çok tutuluyordum Azize’ye On beş gün haber alamasam Çıldıracak gibi oluyordum Arada ikişer mektup gelip gittikten sonra Mart sonuna doğru Mektuplar tamamen kesilmişti. Bu arada Azize’nin Halasının beyi yani eniştesi de Tayinini başka ile istemiş O da ayrılmıştı DENİZLİ’den Soracak kimse de yoktu Üniversite sınavları sebebiyle Fazla kafaya takmamaya çalışıyordum Ama beni etkiliyordu Derken Haziran geldi biz Mustafa ile Başkentin yolunu tuttuk Sınavdan çıktıktan sonra Kaldıkları mahalleye gittik Ne yazık ki oradan ayrılalı Bir yıldan fazla olmuş Bilen tanıyan da bulamadık Aramak boşunaydı Bulmak ise imkansız Bir taksiye atlayıp garaja dönüyorduk Demek ki bir ben değilmişim dertli Taksicinin teyibinden Büyüleyen Ama ağlatan bir ses yükseliyordu Bir kadın sesiydi bu “Her yer karanlık pür nûr o mevki mağrip mi yoksa makber mi ya Râb Ya habgâh-ı dilber mi ya Râb Rüya değil bu, ayniyle vâki Kabri çiçekten bir türbe olmuş Dönmüş o türbe bir hacle-gâhe Bir hacle-gâhe dönmüşse türben Aç koynunu aç mâşukanım bene” Sanki zaman durmuştu Bitmiyordu yollar İçimde tarifsiz bir acı ..Ve Tükenen umutlar vardı Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
haz alarak okudun güçlü kaleminizi
tebrık eder saygılar sunarım