Ne kızıl şafaklar gömdük karanlığa
Hoyrat geçen bir ömrün akabininde
Ne kızıl şafaklar gömdük karanlığa Güneşin doğuşu,batışı farksız artık Nasıl doğarsa doğsun,kime ne Hancı bir kaderin yolcu bireyi olduk İki ağrı arasında her sızıya misafir İki hüzam söze yapılan her notaya hüzün Hayat şarkısına konu olduk istemeden Sonra biz yandık mızrap vurunca bam teline Sonra biz yandık hicran geçen bir ömrün bereketsizliğine Her şarkıda bir tutam hicran olduk Her şarkıda ayrı bir umut yitirdik Her şafağa bir gün daha kurban ettik Çocuk kalan birikimimizde Yittikçe bir bir kalan çocuk yanımız Ayrı tavda dövüldük derinden derine Hiç olduk fani bedenin taşıdığı yalacı nefeste Hoyrat geçen bir ömrün akabinide Ne kızıl şafaklar gömdük karanlığa Bir gün daha doğacakmış,kime ne Kefene sardığımız düşlerimizin naaşı Henüz yeni gömüldü Musallada durduğu izi daha tap taze Peşinde kaç asır yaş döküldü gözlerimizde O yaşlar kısa ömrün kaçına bedel Gün ışığını öpmemiş var oluşun daha kaçına gebe M.Kılıçel |
Tatlılık veren kalemine sağlık…
Kutlarım.
Beğendim.
………………………………. Saygı ve Selamlar…