Vedası buselerde kaldı sonra
Kaç türkü yaktık mutsuz yarınlarımıza
Kaç zılgıt çıktı genç kızların dilinden Fakir düğünlerdeki zengin fügürlere hediye Aslında yalan bir ömrün fani gerçeğine inat Fırat’ın serin sularında yüzrürdük masun isteklerimizi Dicle’de yosun kokusu,Aras’tan hırçın dalgalar teseli oldu Yiten giden her türkükün peşinde Yitip giden her umudun yok oluşu ile Vedası buselerde kaldı sonra Gamzeleri çökmüş yarin yüzüne Sıla özlemine çanak tutan gurbet geceleri Sızısı düştü Acı haykırışlar himayesimdeki Beli edilmeyen saklı dugular esaretinde Sonra düşünüp gerçeğe vardık Her uyanış gün doğmadan neler doğar diye Uyutulan umutları avutmaya aitti İsyana şahlanan yüreğin deliğine gem vurmaktı Kırıp dökmeden mülteci sevnçlerimizi Öylesi bir yalanla kadırdık kendimizi senelerce Yoksa bizde bilirdik,görmüştük ve yaşamıştık daha önce Gün batımında uğurladığımız hayal kırıklarmıza Pecmürde bir vaziyette kaldığımız zamanlar şahitlik etmişti Ve hiç unutmadığmız mülteci huzurumuz Buna en somut kanıttı idi neden hiç gülmediğimiz Bir bayramlar güldürürdü Birde yarin kaleminde çıkan bir mektuba Yazılan şiir tadında bir kaç dize Sıcak bir yel estirirdi kış gibi donan hislerimize Arta kalan mutluğa teferruat’ı baldıran acısı kıvamında Yalan söylevlerle dillenen masal anlatımında Mehmet Kılıçel |
Dizeler çok mükemmel olmuş…
Kutlarım.
Beğendim.
………………………………. Saygı ve Selamlar…