SİNEMDE YORGUN BİR TESELLİ...
Alıntı kelimelerin mizacını sakındım öncesinde,
Mağlup imler hayli tedirgin, Düşlerden arıttığım kimlikleri soydum teker teker, Gözlerimin yerleşkesi, Üfürdüğüm nicesi Belli ki kıyamet habercisi. Soyutlandığımdan mütevellit. Sinemde yorgun bir teselli, Büyüttüklerim ve kaybettiklerim, Hayli tedirgin imler; Gönülsüz bir sevdanın yitik coşkusu, Gözlerde yakaladığım ukdesi Dünsüz yalanların Ki rencide edilesi bir saplantı Bağımsız gönülde. Beleş bir sevdaya yolum düştü düşeli, İmbat gecelerin serzenişi derinden Beyhude gülüşlerin Tekerine mimledim özlemi. Cahil tayfası, serkeş imlerin siteminde, Çatık kaşlı nahoş gölgelerin rehavet yüklü siperinde… Gömülü isyanlar kadar muteber olsa keşke. Hanidir tevekkülü gönlün, en derinden mimleyen Bir şarkının kayıp nakaratı, Toz konduramadığım en aykırı isyanı, Gönüllü seferberliği arsız dünler kadar Saklı tuttuğum niyazlarımdan sızan Onca tahakküm. İmlerin tehditvari, gölgeli taarruzuna Yenik düşmekse, indinde devinimi kayıp Bir rehavetten sızan, en derin sancı kadar da Yakan içli içli… Sitemi mizacın, doğurgan rükûsu edimlerin Tecellisi kadar Saf bir sevgiden sızan. Gönülsüz bir güdü mü yoksa Sona gelmeyi erteleyen bir günün tehditlerine? En dirayetsiz varlık iken nefsin inkârı Ve nasıl da karışır sitemlere yüreğin şu Bitimsiz niyazı. Endamlı bir yok oluş mademki, Hem belli mi olur, Güne varmadan yanar mı umutlar? Tekerrür eden bir rivayete göre, Diye başlar en içli şarkı: Sağımda derya, solumda sen, Demek olmasa da akıl karı. Tezahürü, o ırgat ve temkinli Dokunuşunu yâd ettiğim ölümlü bir günün güncesi. Seyrindeyim madem; Hani tecelli addedilen mabedi izbelerden sızan Bir rehavetin indinde, Kırık bir teselli gönülden damlayan Ve istikrarı devingen hayli yorgun, Hanidir yüreği boğan. Yine de pekişen suretler kadar rahvan ve kaygan; Zafiyeti nadir bir sevinç, Mutlak galibiyetlerin yüz sürdüğü En dokunaklı iç çekiş. Sonlardan ibaretim aslen, Kırık bir gönlün indinde Rahvan bir teselli sağdıcı, Narin belki de zülfüyâra dokunan. |