Bir adı olmalı bu sancınınAy dili şeyda ay çılgın yılgın yüreğin ki beni sana rameden çorak tarlalarda tükenişi umudun feryadısın teli kırık udunun hay öksüzlüğün çaresizliği isyanlarının dilsizliği sana çıktım yola elimde asa yayan yapak adım adım soy ağacım ay göklere çıkardığın adım bulut ne yapar güneşe gölgesinde uyuduğum huzurum yüreğinden bilirim deli çaylar akar Araslım Azerim Asyalım Türk oğlu türküm küçük ellerinden zeytin yediğim ne siler elemini zeytin gözlerin güvercin uçuran umut dileyen ellerin Defne dalından ince söğüt dalınla secde kışların ateşleri içimde yangın yangın yangınım serçe ürkeklim hay bilirim senin için ısınmaz gülmeyince yüzün kutup çocuğum eskimom gülsün yüzün pınarların çağlasın sen ağlama bırak anan ağlasın ay başı karlı dağlar yamaçlım granit yüreklim gönlü narin kuş konmaz yapraklım hep sende aklım küçük çaylarda boğulma açıl okyanuslara sarıl yunuslara gözyaşından umut ördüğüm aşkla sarmalayıp kuşak giydirdiğim ay dili şeydam çılgınım çilelim sağ elim sol göğsüm hay hay hay aşkın başım üstüne Yüksel Nimet Apel 14/Temmuz/2011/Perşembe/Bodrum Paylaş |
Saygı ile.