çay bardağı
bir çay bardağı gibi sevgini dudak payı kadar bıraktın
hiç taşırmadın ölçülü sevdin içime hiç şeker atmadın hep acılarını doldurdun çayı acı içerim dedin hep çay bardağı kıvamında hep karıştırdın durdun içim dışıma çıksa da dudakların dokunmadı hep sıcak dedin ellerimi tutamadın cam bardağı yakar sen gibi dedin beni çay bardağına benzettin içime bir şey doldurmadın boş bardak severim dedim çay sevmem dedim hep su bardağıyla avundun yudumladın durdun ben bir kösede sadece sıramı bekledim ama modelim değişti eline aldığında sadece çöpe atmak içinmiş bana dokunuşların sevseydin keşke kırdın beni birleştiremedin ben çay bardağında İstanbul’dum gözlerinde saray burnu sen bilseydin sevseydin dudaklarında kız kulesi olurdum sadece kalbin kıpır kıpır olsaydı keşkeler şuan boğaz köprüsü |