Benim için "sen", herkes için "aşk"
Bir sona en baştan başlayabilirmiş insan
anlıyorum. Gülüşündeki, neredeyse bütün insanlığın yaşama tutunmuşluğunu hissettiren, en çok da bana, dudaklarımın arasından nefesimi, tüm boşlukta dolu dolu hissettiren o masumiyete, bütün ilklerimi sığdırabilirmişim anlıyorum... Omzunla göğsün arasında başımı, bana beni sar ve çürüsek de bırakma diyen kalp atışlarınla, olumsuzlukların ölümsüz sessizliğinden ve bitmez yargılarından kurtarabilirmişim, anlıyorum. Anlıyorum apaçık meydanda aşka dair eski tutumlarımın gereksizliğini. Adeta kayboluyorum sende bularak kendimi. Anlıyorum. Ve anlamıyorum ne zaman sevdim bütün bunları. Gülmeyi ya da ağlamayı hatta sarılıp öpmeyi, ne zaman anlar oldum, anlamıyorum. Öldüm ve doğdum yeniden, bana dokunduğun yerlerimde. Anlamlı kıldığın her duygumda, her saçlarına dokunarak geçip yüzüme çarpan rüzgarda, ben doğdum içimde bir yerlerde, ne garip... Anlamıyorum, uykunu izlemek neden bu kadar büyük bir mesele, göz bebeklerini bu kadar severken. Anlamıyorum ne var senin şu kokunun üzerinde. Henüz tanışmadığım duygulara kapılırken, ne var hislerimi bu denli zorlayan ellerinde. Anlamıyorum, her gözümü kırpışında gitmenin verdiği korkuyu. Göz kapaklarıma işkence edesim var, karanlığa meydan okuyup. Yalnızca gitme demek yetmiyor cümlelerime. Aslına bakarsan korkumun altında ezilmiş bütün olasılıklar dipsiz bir kuyu. Hayallerimin perdelerini sonuna kadar açıyorum şimdi gerçeklerle. Ne kadar acı ve bir o kadar mutlu, güzel... Gülüşünün, dokunuşunun, bakışının ve sesinin bedenimdeki tüm yansımalarında, yeniden doğuyorum içimde bir yerlerde. Bunun adı ne olursa olsun. Benim için sensin, herkes için aşk. Ondandır, artık anlıyorum. |