kasvetli bir akşam
ve kasvetli bir akşam
sonbaharın en koyu deminde, iki yabancı yan yana... bir can, iki yabancı iki ayrı kıta adeta.. bir ağacın gövdesi eller birbirinden habersiz topraklarda kök salmışcasına uzak birbirinden.. bir ölüm havası gökte, ölü bir çocuk sessizliğinin sancısı gözlerde, Yan yana, yana yana, bir serçenin kursağında bir umut aslında ama iki ayrı kıta kadar uzak... nuh’suz bir tufan kadar param parça yürüyor daracık bir sokakta.. araları kıyamet kadar bir uçurum, içleri deniz ve mavi kadar bütün.. |