11
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1935
Okunma
Dallarını kırdığın bu görkemli çınarın
Gün gelip gölgesini özlemle anacaksın...
Dem aldıkça efkarın, hüzün olacak kârın
Nasıl yaktıysan beni, öyle de yanacaksın.
Kaybolsam da ardında aşkın dehlizlerinde
Sevgi aramam gülüm ihanet izlerinde
Sormam, "Son kararın mı?"; cevabı gözlerinde
Sanma ki yokluğuma kolay dayanacaksın.
Beyhûde beklemişim benim gibi bakmanı
Gönlüme gözlerinden bûseler bırakmanı.
Şu hayat sofrasında sen de birgün lokmanı
Sonsuz hicran zehrine acıyla banacaksın.
Ferhat iken; sevdalı, uğruna dağlar aşan
Kâbus oldun geceme düşlerimde dolaşan
Budanırken umudun, sen de bîtap, perişan
Hasret yağmurlarıyla hergün ıslanacaksın.
Meğer zulüm saklıymış maskeli mizacında
Şimdi "Nankör" yazıyor gönlümdeki tacında
Usulca can verirken yalnızlık kıskacında
Ölümü özleyecek...hatta kıskanacaksın.
Al götür, neyin varsa gönlümde sana ait
Düş artık düşlerimden, hayallerimden çık git!
Nasıl olsa gün gelip, deyip "Belki...", "Bir ümit"
Her kapı çaldığında ben geldim sanacaksın.
Nasıl yaktıysan beni, öyle de yanacaksın.
Mecit AKTÜRK
Berlin, 28.03.2016
YOLU YALOVA’ya DÜŞENLERİN -TABİAT CAFE’ye UĞRAMADAN GEÇMEMELERİNİ TAVSİYE EDERİM. COŞKUN KARDEŞİMİN MİSAFİRPERVERLİĞİNDEN ve ZENGİN SOFRASINDAN BÜYÜK MUTLULUK DUYACAKLARDIR...