DÜZ DALGALI
bi uslu çocukmuşum,
düşümde; koşmuyor bağırmıyor oynamıyor ve hatta hiç, hiç gülmüyormuşum. sadece, kalp çizmek daha kolaymış. içini dolduruvermek ve çiziktirivermek yanlarına, muhtelif sınırsızlığı.. çorapsız ayaklarımla arka bahçede, yıldız yağmurları parlıyormuş, anımsıyorum. bir peri gibi dolanıyormuş rüzgarlar, boynuma. dolanıyormuşum, ayaklarımsız.. bir de, hayal kurmak daha kolaymış. pamuktan şekerli gözlerimle masallar yumuyordum kirpiklerimin tenhalıklarına. içimin fenalıklarına yokmuş, dur’lar.. bir aslan kükremiş, korku dağının gölgesine. çitlerinden geçememiş, çocukluğumun. aldırmamışım ona.. bir el, çiçek kovanları bırakmış avuçlarıma. takvimlere baharlar üfleyim diye, güzel doğsun günlerim diye, yarın yeniden doğsun diye güneş.. sonrası; sisten döşekler basmış zeminsizliği. çekmiş ellerini toplamış eteklerini. seni anımsatıyor, bu hal; ben bi uslu çocukmuşum, düşümde.. |
azda dokunaklı,
büyüdün hiç oldu anımsamalar,
ama ben halen çocuğum,
harika