Islıkları kesilince garbın-hisler yolculuğunu teenni etmeyerek yola düştüğüm zamandan... duruşumun temsilcisi bu yürek "bağnaz duyguların esiri, kısmetimin bekçisiyim" derken Nuh’un gemisinden ilham alarak tasarladım düşlerimi büyük bir tufan silip atmadan gökyüzümden sakinliği üçte ikisi üzerine kırmızı şeritler çizecektim kalıntılı -yokluğunun istilâsına uğrayan yenik zamandan... kendimi bastırışımın delilidir dilim "kuyuların derinliği, ihanetin i’tizarı gercekleşmedi" derken Yusuf’un Züleyha’sından ilham alarak daldım sabr deryasına azarlayarak soğutacaktım içimdeki boşluğun yangınını muzdarip uykuların rüyâlarını zahiren önce tabir sonra tebyiz edecektim eksizsiz -gitmeyi kabullenemediğim zamandan... doğrudur ruhumu emziremediğim isbatıdır zayıf cümlelerimin kisvesi "üşüyen arsız duyguların perdesi, ağ atılan iklimin parçasıyım" derken Musa’nın Nil’e (bır)akı(lı)şından ilham alarak sarılacaktım b’akışına gözlerimin tekrar dolunca boşaltacaktım sessizce hiç bir kuralı tashih etmeyecekti kırık canım ta ki mütemerrid şeytan mezhebime sövene kadar -en safi duyguların devr(ed)ildiği zamandan... ıslıkları kesilince garbın çelimsiz şuânın çırpınışını izleyecektim "Aşk yapısının ortak tuğlasıyız, yol boyunca değil, ömür boyunca" derken Meryem’in İsa’ya içsel seslenişinin tınısından ilham alarak, dünden kalma geçmişin yatağından sıyrılarak yön verecektim yarınlara... törpüleyecektim kirpik uçlarımı ta ki Azrail kimliğime not (mâdumdur) düşene kadar... zєץиєp є¢є єяєи |