Bir destana satırlar
Cehennemler kudurmuş, yerde kan içmiş âlem
Karanlığın şerrinden, fecri görmek ne mümkün Okyanusları geçip, katreyi seçmiş âlem Çelikten bir iman bu, damla vermek ne mümkün. Yanıyorken tabyalar, bir yiğidin cevvali Doğrulmuş siperinden, kalanlara haz gelir İki yüz elli kilo, yüklenmiş Seyit Ali, Böylesi bir yiğide, fazlası da az gelir. Göğsünü parçalarken, anda binlerce mermi Yürek döşemiş Nusrat, cesaretin sisiyle Garbın çapulcuları, bunu tahmin eder mi… Karanlığa gömülmüş, ham çeliğin isiyle. Gözlerinde kıvılcım, saçlarında kınası, Uzanmış mevzilere, süngü takmış elleri Vatana kurban diye, yeni yakmış anası, Başında esmemişken, daha gençlik yelleri. Yedi düveli sarmış, korku, küfran ve dehşet, Ateş, kül, mermi ve can, özgürlüğün bedeli… İnsan, tarih ve kitap, yazmadı böyle vahşet! Neslinin kudretiyle, kırıldı garbın eli. Çanakkale mührünü, kanla vurdun ya o gün Yedi cîhan eğilir, ödenmiş diyetine Cepheler secdedeyken, kıyam durdun ya o gün Tekbirin yankılanır; “er kişi niyetine…” Erol URAZ 14.11.2013 Eskişehir |
Eyvallah Erol abi varol.
Esen kal