kuşların kanat çırptığı masmavi bir gökyüzünü özledik hep sıcacık evlerimizde yüreklerimiz hoplamadan bir tas çorba içmeyi sevdiklerimizin cenazelerinde ağlayamadık bile yeni bomba sesleri ankarada kor olup yanmaya devam ediyor sinelerimiz
düştüğümüz, çelmelendiğimiz, tökezlediğimiz yer orası daha çocuk denebilecek yaştaki gençler öldürüldü anne - babalarının üstüne titrediği, gözünün içine bakamadığı gencecik insanlar umutlarımız, hedeflerimiz vuruldu yarım kalan bile değil, başlamadan biten hayatlar henüz gözlerini dünyaya açmamış bir çocuk bir düşünün... babasını hiç görememiş annesinin elini hiç tutamamış
akşam televizyonda feryat edenleri gördük çaresizce evlatlarını son bir defa kucaklıyordu anneler hala soğumamıştı bedenleri. acılı yüreklerinde evlat acısı eş acısı, kardeş acısı ,vatan acısı, alev alev yanıyordu yürekleri
azalacak o sesler günden güne... bir süre sonra da küllenecek unutulup gidecek ciğeri yananların dışında suçlama ve ithamlar canlı bombalar bir kez daha gerçekleşecek terör bitsin diyenler düşecekler sokaklara
polis asker çoluk çocuk uyurken telefonda konuşurken çarşı pazar kahpece vuranlar bağıracak… hükümet istifa IŞİD terörü, Suriye iç savaşı, YPG istismarları Pkk sanki bu sebeple vuku bulmuş gibi
kirli bir savaş yürütülüyor kazılan hendeklerden, kurulan bariyerlerden, evlere giriyor teröristler canlı kalkan olmaya zorlanıyor çocuklar tehdit ve şantajdan yılmış koca bir kitle
casusluklar, darbe girişimleri üst düzey dinlemeler sahte kanıtlar, hileli sınavlar özgürlükler elden gidiyor safsataları şu isimler, bu isimler, şu örgütler, bu örgütler... hepsi vız geliyor tırıs gidiyor bütün suçlu bulunmuş gibi hükümet istifa
saddam’ın kötülüğüne inandırıldık zalim diktatörü göndererek iyiliğimize çalıştığına inanmamızı istediler ıraka demokrasi gelecekti hani terör geldi, ayrılık geldi, istikrarsızlık geldi suriyeye esatla milyonlarca ölüm geldi tek suçlu var belli hükümet istifa
son dakikalar ambulans sesleri doldurdu şehri bu sefer değildir diye düşünüyor insan, olmamıştır bir şey diye umut etmek istiyor bir anda neyi duyacağını neyi hissedeceğini neyi göreceğini otomatik olarak biliyor insan telefonda sorulacak soruyu seziyor, polis telsizini duyuyor… akrabalar, komşular, arkadaşlara ulaşmaya çalışıyor panik büyüyor insanın içinde sessizce sonra yavaş yavaş yayılıyor şehre
türkiye bu kadar çaresiz mi bu kadar karanlık bu kadar gri bu kadar kasvetli olmamıştı hiçbir gün şimdi daha karanlık şimdi daha gri daha kasvetli… kim yaptı belli herkes biliyor cevabını öyleyse haydi sokak sokak cadde cadde bağrışmaya hükümet istifa …
tekrar tekrar yeniden üretilen ezop masalları kelile ve dimneler, harnameler, la fontenler öğrendiğimiz bir çok küçük hikaye yedi yüz seksen bin kilometre karelik bir evde yaşamıyoruz sadece çakal sürülerinin ısırıklarının acısıyla iç içe yaşıyoruz
bazen işitmek istemediklerini duyuyor insan akşam eve beklediğiniz ve sofrayı hazır ettiğiniz eşiniz, oğlunuz ya da kızınızın ölüm haberini almak mesela. durup dururken. sırf, yoldan geçen patlamaya ayarlı bir bombalı aracın yakınında olduğu için ya da karanfil sokakta, o çiçekçiden aldığı yılın ilk karanfilleriyle sevdiğine giderken, o son tatil demlerinin keyfini çıkardığı kafeden kalkıp, tatlı bir telaşın ortasında eve dönerken hayattan koparılmak... yaşadığının bile farkına varamamak nasıl bir acı ve derin bir sızı…
bir an gözlerini kapatıp sevdiklerini paramparça bulan insanların yerine koyuyorum kendimi saniyelik tahayyülü bile akla ziyan dayanıyor işte insan. Allah o gücü veriyor bazen gerçekten fazla geliyor her şey acılar biriktikçe duvarlar örülüyor çaresizliğin ve öfkenin ortaya çıkardığı komşumuzun, arkadaşımızın ve akrabamızın yüzüne bakamaz hale getirmek istiyorlar hepimizi bizi düşmanlaştırıyorlar arsızca, alçakça
onlarca masumun gözlerindeki o bakışı bize unutturacak bir intikam zehirini yüreğimize damla damla akıtıyorlar kürtler senin düşmanın. tüm bu katliamların sebebi onlar onlardan ayrıl, onları yok et
aynını kürtlerin kulaklarına üfürüyorlar türkler senin düşmanın. karanlık odaklar adına çalışan insan kanı içen kanlı katiller kuduruyorlar saldırıyorlar öfkeden deliye dönüyorlar
vede bağrışıyorlar arsızca hayasızca sokaklarda hükümet istifa…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bazen gerçekten fazla geliyor her şey şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bazen gerçekten fazla geliyor her şey şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Değerli üstadım.., Yüreklerimizi, Ciğerlerimizi kanatan bir yaraya dokunmuşsunuz. Bu öyle bir yara ki.! sancısını en derinlerimizde yaşıyoruz.. Yaşatanları, yardakçılarını, destekleyenleri, arka çıkanları, esefle, nefretle, küfürle kınıyorum. Rabbim.., ocaklarına öyle bir ateş düşürsün ki., ilelebet hiç sönmesin inşallah... Ve Rabbim., böyle bir acıyı, bir daha bizlere yaşatmasın. Saygılarımı sunuyorum.
Beğendim...
....................................... Saygı ve Selamlar...