Arkasından El Salladığım Trenler
Arkasından el salladığım trenler
Geri gelmeseniz de olur... S/izi beklemiyorum artık Giderken camları titrettiniz Yüreğimin titrediği gibi Yangın yeri oldu hatıralar... Garların soğuk mermerlerinde Adımlarım bir ileri, bir geri... İçimde ne fırtınalar kopuyor Kim biliyor; Kim biliyor geceleri kaç yastık ıslattım Yine de Hiç bilmediğim birileri Bana güzellikler diliyor... Simit satan çocuk Sırtında, ucuz kirli bir gocuk Arkasında Bruce Lee resmi rengi hâki... B/ağır dostum b/ağır O simitler satılacak, para kazanılacak... Zabıta ne bilir Senin sırtında geçim derdi Bu çocuk ne yer, ne içerdi ? Sırtında tüy kadar simitler çok ağır... Belki de yarının bu günden aydınlık olacak. B/ağır dostum b/ağır Hayatın yüküne inat... Balonu elinde koşuşturan bir ufaklık. Gar kalabalık Asker sevkıyatı var. Giden döner mi sağ salim Allah biliyor, bekleyen nazlı yâr... Trenin camına burnunu dayayıp bakanlar Cama üfleyip, sevdiğine kalp yapanlar... Umutlarını, sevdiklerini, kederlerini Bu şehirde bırakanlar Yolunuz uzun; Belki de biraz hüzün!!! Arkasından el salladığım trenler Gittiğiniz yerlerinde çoğunu bilirim... Bilirim ki orada da Mangal yürekli, evleri üç beş direkli Gönülleri sürekli Vatan için çarpan insanlar var... Bir şehirden geçip de O şehrin suyunu içememek... Bir şehirden geçip de O şehrin ekmeğini yiyememek... Bir şehirden geçip de Kızlarına sevdiğini diyememek... Bir şehirden geçip de Burada sevdiklerim vardı bir zamanlar diye İnim inim inlemek... Arkasından el salladığım trenler; gelmeyin... Derdim biraz kendimi dinlemek... |