BİR YILBAŞI DAHAKimi gününden evvel, Kimi gününden sonra, Dostlar haber salacaklar ‘Bayramı mı’ kutlayacaklar, Bir yılbaşı daha... Kimliksiz evime döneceğim, Her şey çetin mi çetin İçimde şeytanın çanları ‘Bırak n’olur anlama’! Bahtıma kim çıkacak ,bilemem; Hızır yahut Noel Baba... Başımda bacaların hale hale dumanı, Gözlerimde kar beyazı düşler mahzun, Yakalarımda sokakların kirli isi, Uzayacak adımladığım yollar, Belki ayakta,belki düşe-kalka Döneceğim gönül kirlisi bir daha... Göklerden henüz teslim aldığım gözlerime, Çekilmeye direnmiş perdeler takılacak. Esmer,sarışın,ince,kıvrak,acemi, Kurulu masalara koşan ürkek sakiler göreceğim. Camın şeffafı,çamın yeşili, Duvarlarda iğreti takvimler, Dudak perisi kadehler... Zaman karanlığın tam yarısı, Birazdan balonlar boşluğa patlayacak, Ve darmadağın olacak sofra, Yenik düşeceğiz diri sabahlara... Bende sitem,bende yalnızlık, Bu nasıl coşkulu doğum ki,bilemem; Çağıldamıyor dereler, Nasıl olur da kovar bizi, Ezan sesi minareler, Yanınıza gelebilir miyim? İsa’yı bekleyen bakireler... Zamanın da saçları ağarırmış, Nereden bileceğiz?! Toprağın,karın,yağmurun, Havanın başka hali, Ölüm şiddetinin bile ikbali varmış. Ah!Nereden bileceksin, Deveran eden dünya gibi, Bir yılbaşı daha, İstemeden devrileceksin... |