Gezintiruhunun susuzluğuna çözüm arıyordu mısraların labirentlerinde birileri mutlaka birşeyler yazmıştı kendi kaleminin yazamadığı binlercesi çözümlenmeyi bekliyordu hece hece bilmece sayfa sayfa karanlık avuç avuç gri ümitvar birşeyler diyordu ne olur birşeyler yazın ümitvar kirpiğinden süzülen damlada asılı kalmıştı bir sevda dost çelmesiyle düşmüştü yolunu kaybeden bir gölge özlenen hep geçmiş beklenen hep gelemeyecek olandı isyanın sesi hep yüksek adaletin sesi hep kısıktı yüceltmek için kendi varlığını hendek kazıyordu küçümsediklerine bir kalem daha önce yazılanları bilmeden ’pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi düğüm üstüne düğüm şöyle dursun bir çalım bir kurum hepimizde ’ ’ağır ağır çıkacaktı merdivenleri’ umarsızca ezdiği filleri göremeden biri ’eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak’ ve göğe uzanıp dokunacaktı yıldızlara savrulurken boşluğa ayağındaki toprak ’akşam erken iniyor’du buğulu yüreklere ’üzgün kentler aranıyordu ayrılıklar için’ sokak lambalarının ışığında kendini bulma çabasına dönüşüyordu efkâr ’kaldırımlar içimde yaşayan bir insanlık’ ne için yazılırsa yazılsın bütün şiirlerin yolu aşka çıkıyordu ateşi güle külü ateşe döndüren o kadar da emindi ki kendinden ’İbrahim’in atıldığı kor benim...’ yağmur yağıyordu çisil çisil şiirlerden uzaklaşıp açtı pencereyi buruk bir tebessümle mırıldanıyordu gözüne kaçan damlaları silerken bizi ’böyle havalar mahvetti’ 3mart |
Şiiri yazan güzel gönülleri taktir ettim..
Beğendim...
.................................. Saygı ve Selamlar...