_Ömür dediğin_hayat iki bahar arasına sıkışmış ya yazdır ya da kış hangisine daha yakın olduğuna kendi mi karar verir insan kader mi bir ömür bunun muhasebesiyle geçerken ne baharın güzelliği farkedilir ne güzün ne kadar hızlı geçtiği ..... yak gitsin diyordu içindeki ses düne dair ne varsa heybende nasılsa ne dostun var bölüşecek ne de dünle mutlanacak bir gelecek uğruna iki büklüm olduğun kamburu düzeltip dimdik olmak varken hep başın yerde gözün toprakta yaşamak da niye dinleseydi ya da hak verseydi bugün sofrasında fazla bir tabak kendi sesinden başka bir ses gözbebeklerinde gülümseyen bir yüz kalbinde hüzünden başka bir kıpırtı olacaktı belki de ama gururun ödülü yalnızlık incinmişliğin tesellisi bir kaç damla gözyaşıydı hep kendinden başkasının silemeyeceği derin bir iç çekişti çıkardığı son ses ve yıllar sonra tek aksiyonuydu balkondaki çiçekleri sularken verdiği son nefes 2mart |
Yolda kalanda bir yürüyende bir / Harcanıp gidiyor ömür dediğin
Yüreğin ürperir kapı çalınsa / Esmeyen yelinden hile sezerler
Künyeler kazınır demir sandıkta / Tükenip gidiyor ömür dediğin
Dışı eli yakar içi de seni / Sona eklenmeli sözün öncesi
Ayrılık gününün kör dereleri / Bölünüp gidiyor nehir dediğin
Bir insan ömrünü neye vermeli / Paramı onurmu taş diken bir yol
Ağacın köküne inmek mi yoksa / Savrulup gidiyor yaprak dediğin... "