Bırak böbürlenmeyi, bırak ahkâm kesmeyi
Kibri yıkabildin mi? Onu söyle sen bana.
Matah sanma süreğen kuruntuyla esmeyi
Kabre tıkabildin mi? Onu söyle sen bana.

Vicdanı mı dinledin, menfaate mi taptın?
Doğruya mı yürüdün, yanlış yola mı saptın?
Lafügüzafı bırak; millet için ne yaptın?
Çile çekebildin mi? Onu söyle sen bana.

Girdiğin her ortamda itimadı sağlayıp
Mazlumlarla sevinip, yetimlerle ağlayıp
Hukukun mecrasında adaletle çağlayıp
Hakça akabildin mi? Onu söyle sen bana.

Bugüne dek bir derdin ilacını karıp da
Karşılık beklemeden kapısına varıp da
Merhametle, insafla yarasını sarıp da
Sevgi ekebildin mi? Onu söyle sen bana.

Çarpıtarak giydirme senden öncekilere
Kim yem etti dirliği çakala, tilkilere?
Ne ürettin acaba, ne koydun ki kilere?
Halka bakabildin mi? Onu söyle sen bana.

Hâkim olduğun zaman geçti pisi pisine
Kimi katık etmedin çürümüş nefesine?
Hayatında bir defa doymak bilmez nefsine
Kurşun sıkabildin mi? Onu söyle sen bana.

Her imkânı tanıdın tarlanı bürüyene
Gördün, gözünü yumdun üstüne yürüyene
İnsaf et be birader! Kudurup ürüyene
Tek laf çakabildin mi? Onu söyle sen bana.

Toprağı yurt eyleyen o kahraman atana
Bağımsızlık uğruna can verip de yatana
Şehidin emaneti bağrı yanık vatana
Sahip çıkabildin mi? Onu söyle sen bana.

Ve bir sabah gerinip uykudan uyanarak
Geleceğe baktın mı maziye dayanarak?
Bizi muzaffer kılan ülküye boyanarak
Çağı yakabildin mi? Onu söyle sen bana…

11 02 2016
Salih ERDEM