Benim Şu Garip Gönlüm
Yanık yanık türküler seslenir dillerinde
Dostlarıma kul olur benim şu garip gönlüm Nağmeleri hoş eser gurbetin yellerinde Ezgisine del’olur benim şu garip gönlüm. Bir selamın getiren turnalara sürgünüm Dost diye çalan sazın tellerine vurgunum Diyar diyar ellerin hasretine dargınım Vuslatına kül olur benim şu garip gönlüm. Dostun gönül bağını mesken tutmuş gözlerim Bağlamışım kalbimi nakış, nakış sözlerim İyi gün, kötü günde yer ettikçe izlerim Gurbet ele yol olur benim şu garip gönlüm. Bal damlar dost dilinden bir kelamı can eyler Deryaları aşıp da gönülleri han eyler Yüreği miski amber neylerse güzel eyler Dağlarına yol olur benim şu garip gönlüm. Estikçe dostun yeli bal olur acılara Bin gurbetin dikeni gül olur hecelere Uzaklardan bir yerden ay damlar gecelere Duruldukça sel olur benim şu garip gönlüm. Aşıklara meşk olur dostta ki gönül tadı Çiçekler selam durur anıldıkça dost adı Bir asır gelip geçse çıkmaz yürekten yadı Sahrasına göl olur benim şu garip gönlüm. Dağ taş toprak demeden karlı dağlar aşarak Ferhat, Şirin misali yollarında koşarak El açıp dost dilinde dualarla coşarak Ayağına çul olur benim şu garip gönlüm. Yüksel Beyocaktan |
Deryaları aşıp da gönülleri han eyler
Yüreği miski amber neylerse güzel eyler
Dağlarına yol olur benim şu garip gönlüm.
bütünüyle şiir harikulade güzeldi beğeniyle okudum yürek sesiniz daim olsun yüksel hanım tebrikler selam ve sevgilerimle