Ahmet, yirmi yıllık meslek hayatında sayısız cinayet gördü. Ama kurbanın kanıyla gömleğine kazınan tek bir kelime, "RÜYA", Komiser'in bildiği her şeyi altüst etti.
Öldürülen, hırslı iş insanı Hakan'd...
İkinci Perde: Unutulmuş Dosyalar 📂 Bölüm 3: Dosyadaki Hayalet ve Kimyasal Kanıt (Detaylı) Nazlı, elinde Nuray Şahin'in kaza dosyasının kalın kopyalarıyla, emniyetin Adli Tıp Laboratuvarı'na indi. Burası, kimyasal kokuların ve floresan ışıkların hakim olduğu, sessiz bir yerdi. Nazlı, eski bir meslektaşını (kimya uzmanı Caner'i) bularak, Arum Maculatum ekstresi hakkındaki tüm verileri yeniden analiz etmesini istedi. Caner, mikroskop başında onayladı: "Nazlı, bu zehir Türkiye'de çok nadir. Kalp yetmezliğini taklit etme yeteneği o kadar yüksek ki, kaza sonrası travma ve şokla birleşince, Şevket'in bunu doğal bir ölüm sanması mümkün—ama ihmalkar. Zehrin tam dozu, ölümden hemen önce, hatta araba kazasından saniyeler önce verilmiş olmalı. Nuray, direksiyon başında bilincini kaybetmiş." Nazlı, bu bilimsel teyit ile güçlenmişti. Odak noktasını hemen kaza yerine çevirdi. Bilgisayar ekranında, dört yıl önceki kazaya ait yüksek çözünürlüklü fotoğrafları büyüttü. Hurdalık Betimlemesi: Hurdalık, beton bir zemin üzerine yığılmış, paslı ve yağlı bir metal dağıydı. Hava, sürekli ıslak ve ekşi kokuyordu. Nuray'ın dört yıl önce hurdaya çıkarılan aracı, artık tanınmaz, sıkışmış bir metal yığınıydı. Nazlı, aracın iç mekân fotoğrafına odaklandı. Nuray, emniyet kemeri takılı olmasına rağmen direksiyona yığılmıştı. Genç dedektif, fotoğrafı bin kat yakınlaştırdığında, Nuray'ın solgun parmaklarının, koltuğun kenarına sıkışmış küçük, yıpranmış bir plastik parçasını tuttuğunu fark etti. Bu, bir anahtarlık ya da kırık bir cihaz parçasına benziyordu. "Komiserim, bu parçadan soruşturma raporunda hiç bahsedilmemiş. Şevket bu delili görmezden gelmiş olmalı!" diye heyecanla Ahmet'i aradı. Ahmet, Nazlı'nın hızına hayran kalmış, ama bir o kadar da endişelenmişti. "Nazlı, o emekli komiserin rüşveti cebine attığı açık. Ama o parça, katilin bize bıraktığı bir iz olabilir. Hemen o hurdalığa git! Vinçle aracı çevir ve o parçayı bul!" 🔨 Bölüm 4: Enkazdaki İpucu ve Gizlenen Harf Nazlı, kısa süre sonra hurdalığın soğuk ve paslı ortamındaydı. Vinç operatörünün yardımıyla, dört yıl önce cinayet mahalli olan araba kalıntısını incelemeye başladı. Saatlerce süren titiz, metal ve yağ kokan bir aramanın ardından, Nuray'ın koltuğunun altına sıkışmış, paslanmış bir nesne buldu. Bu, kırık plastik parçasının ait olduğu metal bir anahtarlıktı. Anahtarlık üzerindeki minik, metal bir logo dikkat çekiyordu. Üzerinde stilize edilmiş, iç içe geçmiş iki harf vardı: A ve H. Nazlı, anahtarlığı bir delil poşetine koydu. "A-H. Ahmet? Hakan? Hayır, bu çok basit." Ancak laboratuvardaki Caner'in dedikleri aklına geldi. Aceleyle poşeti açtı ve anahtarlığın pürüzsüz yüzeyini Adli Tıp'tan aldığı özel bir UV feneri ile taradı. Harflerin çevresindeki yıpranmaya odaklandı. UV ışığı altında, yıpranmış logonun üzerindeki yüzeyde, mikroskobik düzeyde, zar zor görünen bir çizik belirdi. Bu çizik, bir iğne ucuyla yapılmış gibiydi ve logonun altındaki üçüncü bir harfi hafifçe silmişti. Nazlı, feneri açısını değiştirerek baktığında, o harf belirginleşti: K. A-H-K. Nazlı'nın kalbi hızlandı. "Komiserim! Anahtarlıktaki gizli harf K! Bu, Hakan ve Nuray'ın projesindeki üçüncü ortaktı! Ama kurbanların kanında yazan 'RÜYA' ile bu A-H-K'nın ne ilgisi var?" Tam o anda, telsizi çığlık atmaya başladı. "Merkez 14-A'ya... Acil durum anonsu. Şehrin kuzey çıkışı, Kozmos Konutları şantiyesi yakınında yeni bir cinayet. Kurban, Hakan cinayetine benzeyen şekilde, bıçaklanarak öldürülmüş." Nazlı'nın avucundaki anahtarlık soğudu. Katil, ismini gösteren kanıtı bulmalarını beklemeden, üçüncü ortağı hedef almıştı. Ve o harf şimdi bir intikam zincirinin anahtarını tutuyordu. "Komiserim, hemen şantiyeye geçiyorum. O K harfi bir sonraki kurbanın adı olabilir!" Şimdi yeni kurbanın olduğu, Kozmos Konutları şantiyesine doğru ilerliyoruz.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.