Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
KUR'AN'DAKİ İSLAM Hüseyin TURHAL
Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
17. Bölüm

Bölüm 12: Kur'an ve Çağdaş Sorunlar: Demokrasi, Bilim ve Çevre Etiği

7 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

12.1. Kur'an ve Yönetim Modelleri: Demokrasi Tartışması
Modern İslam dünyasının en büyük siyasi sorularından biri, İslam'ın demokrasi ile uyumu meselesidir. Geleneksel yaklaşımlar, demokrasiyi Batı'dan ithal, seküler bir sistem olarak reddederken; Hüseyin Turhal, Kur'an'daki temel siyasi ilkelerin aslında modern demokratik değerlerle örtüştüğünü savunur.
Kur'an'daki Temel Demokratik İlkeler:
Şura (Danışma): Bölüm 9'da belirtildiği gibi, yönetimde danışma ilkesi esastır. Demokrasi, bu ilkenin kurumsallaşmış ve organize olmuş halidir. Kur'an, yönetim biçimini detaylandırmaz; ancak yönetimin adil, katılımcı ve meşruiyete dayalı olmasını ister.
Adalet ve Hukukun Üstünlüğü: Kur'an, yöneticinin keyfi gücünü reddederek, herkesin yasa önünde eşit olmasını emreder. Bu, modern hukuk devleti ilkesinin teminatıdır.
Hürriyet ve Sorumluluk: Kur'an, insana özgür irade verir ve onu eylemlerinden sorumlu tutar. Bu, siyasi hayatta temel hak ve özgürlüklerin korunması gerekliliğini doğurur.
Turhal'ın Tezi: İslam, belli bir yönetim formu dayatmaz. Eğer bir yönetim sistemi, Şura, Adalet, Liyakat ve Temel Hakları sağlıyorsa, bu sistem Kur'an'ın siyasi hedeflerine ulaşır. Demokrasi, bu hedeflere ulaşmak için bir araç olarak benimsenebilir, ancak Allah'ın mutlak otoritesini (Tevhid) beşerî hukukun üzerinde tutan bir ahlaki çerçevede işletilmelidir.
12.2. Kur'an ve Bilimsel Gelişme
Bölüm 7'de vurgulandığı gibi, Kur'an ilme, akla ve evreni incelemeye sürekli davet eder. Çağdaş bilimsel gelişmeler (fizik, biyoloji, teknoloji) Kur'an'ın ruhuna aykırı değildir; tam tersine, Kur'an'ın övdüğü Tefekkür'ün (derin düşünme) ürünüdür.
Bilim ve Vahiy Arasındaki İlişki:
Tevhidin Delili: Bilim, evrenin işleyişindeki mükemmel düzeni (kozmik yasaları) ortaya çıkararak, Yaratıcının kudretini ve birliğini (Tevhid) destekler.
Bilimsel Dogmatizme Karşı Eleştirel Bakış: Kur'an, her türlü dogmayı reddettiği gibi, bilimsel bilginin de mutlak ve değişmez olmadığını, sürekli sorgulanması gerektiğini öğretir.
Teknolojik Etik: İslami etik, teknolojinin gelişimini değil, uygulamasını sınırlar. Teknolojik ilerlemeler, insanlığın ve çevrenin yararına kullanılmalı, bozgunculuğa ve zulme hizmet etmemelidir.
12.3. Çevre Etiği ve Ekolojik Sorumluluk
Kur'an'daki İslam, insanın yeryüzündeki rolünü Halife (Yeryüzünün Sorumlu Yöneticisi/Vekili) olarak tanımlar. Bu unvan, sadece ayrıcalık değil, aynı zamanda ağır bir çevre sorumluluğu yükler.
Bakara, 2:30: "Hani Rabbin meleklere: 'Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim,' demişti..."
A. Fesat (Bozgunculuk) Yasağı
Kur'an, yeryüzünde fesat (bozgunculuk, tahrip etme, dengeyi bozma) çıkarmayı kesinlikle yasaklar. Modern ekolojik kriz, bu yasağın günümüzdeki en önemli ihlalidir.
Örnekler: Aşırı kaynak tüketimi, doğanın kirletilmesi, canlı türlerinin yok edilmesi.
B. İsrafın Reddi
Kur'an, hayatın her alanında israfı (savurganlığı) yasaklar. Tüketimde aşırıya kaçmak, ekonomik dengenin yanı sıra doğal kaynakların da sömürülmesine yol açar.
En'am, 6:141: "...İsraf etmeyin. Çünkü O (Allah), israf edenleri sevmez."
Kur'an'daki çevre etiği, insanın doğayı sınırsızca kullanabileceği bir kaynak deposu olarak görmesini değil, Allah'ın yaratılışındaki mükemmel dengeyi (Mîzân) koruma ve ona saygı gösterme yükümlülüğünü esas alır.
12.4. Küresel Krizler Karşısında Kur'an'ın Mesajı
Kur'an'daki İslam, günümüzdeki küresel krizlere (eşitsizlik, iklim değişikliği, savaşlar) karşı çözümü, Tevhid, Adalet ve Merhamet ilkelerine geri dönüşte görür.
Eşitsizlik: Faiz yasağı (Riba) ve zorunlu infak (Zekât) ile adil bir küresel ekonomi sistemi önerir.
Barış: Savaşları ve şiddeti ancak meşru savunma ile sınırlar; kalıcı çözümün adalet, karşılıklı tanıma (tearüf) ve diyalog olduğunu vurgular.
Bireysel Dönüşüm: Tüm küresel sorunların başlangıcının, bireyin nefsi arzularını ilahlaştırması (gizli şirk) ve ahlaki sorumluluğunu yitirmesi olduğunu belirterek, çözümü önce bireysel arınma ve takvada başlatır.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL