Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun! Receb ayının 27. gecesi, yani Miraç Kandili… Bu mübarek gecede, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) göklere yükseldiği o büyük mucizeyi hatırlıyoruz. Bu vesileyle, sizlerle anlamlı bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Tarih: 26 Ocak 2025 Akşamı - 27 Ocak 2025 Gece Bu özel gece, 26 Ocak 2025 akşamı başlayıp, 27 Ocak 2025 sabahına kadar devam eden Miraç Kandili gecesidir.
Hadi Gel Miraç’ım Gel Miraç, göğe yükselmek demektir; Resûlullah’ın göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gece.
İnsanlar Zayıf Varlıklardır Bir yerden medet ummaya ve bir yerden güç almaya mecbur olan zayıf varlıklardır. Başka türlü sıkıntı veren hadiselere, hastalıklara karşı dirayetsizdirler. Rabbimiz, ihtiyacımızı bildi; Peygamberler gönderdi. Gerçek ve hak olan mâbudumuzu bizlere bildirdi. Peygamberlerin arasındaki zaman uzadıkça, insanlar bu ihtiyaçlarını temin etmek için başka şeylere tapmaya ve onlardan medet ummaya başladılar. Sevgili Peygamberimiz dünyamızı ve kâinatı şereflendirmeden önce, insanlar, bilhassa Arap Yarımadası’ndakilerin tamamına yakını putlara tapıyordu.
En Şefkatli İnsan Bizleri yoktan var eden, yerde ve gökte ne varsa hepsini bize hizmet ettiren Rabbimiz, bize acıyarak en son ve en büyük, yaratılmışların en şereflisi olan Resûl’ünü bizlere gönderdi. Taşlardan, ağaçlardan meydana getirilen cansız varlıkların ilâh olamayacağını, onlardan hiçbir zaman iyilik ve kötülük meydana gelmeyeceğini çok açık bir dille onlara anlattı. Onlar da çok iyi biliyorlardı ki, daha dün hiçbir değeri olmayan bu nesneler, bugün de fayda veremezler. Bu akıl ve mantık dışı olan yaptıklarında ısrar ediyorlardı. Yapılan nasihatler bir türlü kâr etmiyordu. Dünyanın en şefkatli kalbine sahip olan Sevgili Peygamberimiz, putlara tapanların sonunun cehennem olacağını biliyor ve onlara acıyordu. Fakat onlar, kendilerine acımıyorlardı. Dokuz yıl boyunca, çok az sayıda insan Müslüman olmuştu. Mekke halkı iman etmiyor, edenlere de vahşice işkence yapıyorlardı. Gece ve gündüz durmadan kavmini hidayete davet ediyordu. Ama ne yapsınlar, baba ve dedelerini hep böyle görmüşlerdi. Bilselerdi, dünyanın en büyük nimetine kavuşmuşlardı. O mübarek zatın elini, ayağını öpecekleri yerde üzüyorlardı. Kureyş kâfirlerinden artık ümit kesilmişti. Civar illere gidip belki onların ateşten kurtulmalarına vesile olabilirim düşüncesiyle, Resûl-i Ekrem, hicretten bir yıl önce yanına Zeyd bin Hârise’yi de alarak Tâif’e gitti. Tâif halkına bir müddet nasihat etti. Hiç kimse iman etmedi. Alay ettiler, işkence yaptılar, çocuklara taşlattılar. Mübarek ayakları kanla doldu. Kalpleri çok kırılmıştı, çok üzgündüler. Onları cehennemden kurtarmaya uğraşanlar böyle mi karşılık göreceklerdi? Oldukça yorgundular. Hava da çok sıcaktı; biraz dinlenmek için yolun kenarına oturdular. Peygamberimiz aleyhisselâm; “Ey Rabbim! Sen benden razı isen, başıma gelenler önemli değildir” diye dua etti. Cebrâil aleyhisselâm geldi, Rabbimizin selâmını getirdi ve dedi ki: “İman etmeyen kavimlerin tamamı helâk oldular. Habîbim isterse kendisi ile beraber iman edenler çıksın! Ben dağlara hükmeden meleklere emrederim, etraftaki iki dağı birleştirir ve hepsini yok ederler.” “Onlar Bilmiyorlar...” Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz buna razı olmadı. Dedi ki: “Hayır ya Rabbi! Onlar bilmiyorlar, bilselerdi böyle yapmazlardı. Belki ileride bu inatlarından vazgeçer ve imanla şereflenirler. Olabilir ki, bunların zürriyetinden dinimize hizmet eden bir nesil meydana gelir... ” Öyle de oldu... Eshâb-ı kirâmın sayısı 150 bin civarında idi. Onlardan sonra Tâbiîn’den de büyük âlimler, büyük mücâhidler meydana geldi ve mukaddes dinimizi bize kadar ulaştırdılar. Her müminin miraçtan alacağı dersler ve mânevî nasipler vardır. Bu yol açıktır. Bütün dostları, mânevî terbiye ile yapılacak mânevî miraçın peşindedir.
Miraç’tan Alacağımız Dersler Yüce Allah’a gitmek, ayakla değil, güzel ahlâkla olur. Miraç, bizlere yalnızca fiziksel bir yolculuğu değil, aynı zamanda ruhsal bir yükselişi de anlatır. Allah’a yaklaşmak, kalıpla değil, kalple gerçekleşir.
Allah’a Yaklaşmanın Yolu Allah’a yaklaşmak için nefsi aşmak, kötü ahlâklardan uzaklaşmak, zulmet perdelerini geçmek gerekiyor. Bu yolda aşılacak şey, dağ tepe gibi engebeler değil, nefsin engelleridir.
Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun! Bu özel gecede, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Rabbimize olan yolculuğunu ve bizlere bıraktığı manevi mirası anlamak için bir fırsat bilelim.
Hani Seni Incittiler ya Efendim Hani seni ağlattılar ya, Hani alay ettiler ya seninle, Hani işkence yaptılar ya, Hani çocuklara taşlattılar ya, Hani hayvan işkembelerini seccadene döktüler ya, Hani mucizene şahit olup inanmamaya ısrar edip büyücü dediler ya, Hani cahillere oturup gece gündüz dua edip ağlayıp af istedin ya? Hani gözyaşlarına Rabbul Âlemin bile dayanamayıp Cebrail’i (a.s) gönderdi ya? Hani Cebrail selam verip seni müjdeledi ya? Hani seni Burak atına bindirip göklere çıkardı ya? Hani yedinci kata kadar tüm gelmiş geçmiş peygamberlerle buluşturdu ya? Hani Cebrail arşa yakınlaşınca “Buradan ötesi beni yakar” dedi ya? Hani sonra yalnız yolculuğuna devam ettin ya? Hani karşı karşıya gelip Rabbul Âleminle hasbihale başladın ya? Hani “Ettehiyatü lillahi vesselavatu vettayyibat” diyip diz çöktün ya huzurda? Hani “Esselamu aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekatüh” ile selamlaştınız ya? Hani “Gitme, geriye kal huzurda artık” dedi ya Rabbimiz (C.C)? Hani sen yine gözyaşlarıyla bize merhamet edip “Ümmetim, ümmetim, Ya Rabbi!” dedin ya? Hani 50 rekat farz namaz hediyesiyle geri döndün ya? Hani kat semalarında Musa (a.s) “Benim ümmetim sözünü tutmadı, sende mahçup olma, ben gibi” dedi de tekrar huzura vardın ya? Hani geri defalarca gidip huzura 5 vakite kadar indirttin ya namazı bizim için? Hani Amenerrasülü suresinin ayetlerini Miraç’ında hediye getirdin ya ümmetine? Hani yatağına geri yattığında, onca yolculuktan sonra sıcacıktı ya hâlâ yatağın? Hani can dostun Ebubekir (r.a) “Peygamberim ne derse doğrudur, O asla yalan söylemez” dedi, tasdikledi ya Miraç’ını?
Hani kıymet bilmezlere sen 63 yılını verdin ya? Hani hâlâ cahilliklerimize ağlarsın ya? Hani sen anamızdan, babamızdan çok sevdin de ümmetini, bizler kıymetini hâlâ idrak edemedik ya? Hani müminin Miraçı namazdır dedin ya? Hani sen ümmetinin gözyaşlarına dayanamazsın, bilirim. Hadi gel Miraç’ım olsun, Hadi gel Zeytin Gözlü Efendim, hadi gel...
Ya Rabbi, Miraç’ı Miraç’ımız eyle, Dostlarına yakın eyle, Habibine komşu eyle, Cennetine buyur eyle, Rızan ile gelmeyi nasip eyle.
Hepinizin Miraç Kandilini şimdiden tebrik ediyor, Hayırlara vesile olmasını Rabbimizden temenni ediyoruz... Selam ve dua ile...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.