AP AZİZ DEDE
( Yedioluk'tan Doğan Işık )
Roman
Hüseyin TURHAL
Anadolu coğrafyası, yüzyıllardır sadece toprak değil, aynı zamanda inançların, sırların ve erenlerin nefesini de taşır. Bu topraklarda yetişen her bilge, her Dede, birer manevi ışıktır. Adıyaman’ın yü...
Gökyüzünün Dili Aziz Dede, Yedi Dara ait zorlu imtihanları geçtikten ve mana şerbetini içtikten sonra, sadece yeryüzünün sırlarına değil, gökyüzünün diline de vakıf olmuştu. O, Kur'an'ın batıni ilmi ve İlm-i Havas bilgisiyle, Astroloji (Yıldızname) ilmini, taliplere yol göstermek için kullanıyordu. Dede için gökyüzü, sadece bir ışık kaynağı değil, kayıtlı kaderin ve ilahi düzenin yazıldığı bir kitaptı. Yıldız İlmi, Dede'nin yedi kat zahirde bakışının somut bir aracıydı. O, insanların doğum haritalarına, gökteki on iki burcun konumlarına bakarak, sadece geleceklerini değil, aynı zamanda nefislerinin eğilimlerini, ruhani potansiyellerini ve bu dünyadaki derslerini görüyordu. Dede'nin bu ilmi kullanışı asla falcılık değildi. O, yıldızların konumunu, insanlara "Ey can, kaderin sana bu zorluğu gösteriyor, şimdi eline, diline, beline sahip olarak bu zorluğu aşmalısın" demenin bir aracı olarak kullanırdı. Kutbun İlanı Şair Hüseyin Turhal'ın şiirinde geçen o güçlü dize, Dede'nin manevi hiyerarşideki yerini ilan ediyordu: "Yıldız ilmin kutubu sensin dedi bana." Kutup (Gavs), tasavvuf inancında, zamanın en büyük mürşidi ve manevi önderi anlamına gelir. O, yeryüzünde Hakk'ın vekili kabul edilir ve tüm diğer evliyaların, erenlerin kendisine bağlı olduğu manevi bir merkezdir. "Yıldız İlminin Kutbu" olmak ise, Dede'nin sadece insan ruhlarına değil, aynı zamanda kozmik düzene ve yıldızların enerjisine de hükmedebilen en yüksek manevi otoriteye sahip olduğunu gösteriyordu. Bu Kutup mertebesi, ona İlm-i Havas alanında benzersiz bir kudret vermişti. Dede'nin duaları, sadece söz değil, kozmik enerjiyi harekete geçiren ilahi şifrelerdi. Maneviyatın Merkezlenmesi Aziz Dede, Kutup makamına yükseldikten sonra, Yedioluk'taki meşe ağacının altındaki türbesi de manevi bir merkeze dönüşmüştü. Dede'nin bulunduğu yer, artık sadece bir köy değil, Batıni İlimlerin toplanma noktasıydı. O, bu makamının getirdiği gücü, her zamanki gibi tevazu içinde kullanıyordu. Onun nur yüzü, bu yüksek mertebenin getirdiği ahlaki saflığın ve sorumluluğun bir yansımasıydı. O, biliyordu ki, gökyüzündeki en parlak yıldız bile, ışığını tevazu ile yaymalıdır. Artık Aziz Dede, sadece bir Dede değil, göksel sırların yeryüzündeki tercümanı, yıldızların rehberi ve Batınî Kutbu idi. Bu makam, onu, dört büyük kitaptan (Tevrat, Zebur, İncil, Kur'an) gelen en derin ilimleri çözümlemeye hazırlayacaktı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.