þark’ýn aðzýndaki garip aðýt
garbýn kulaðýna varana denk þarkýlaþýyor
vataným denilen kara parçasýnda
göç yoluna koyulan çocuklarýn
hatýrý sayýlmayan ahý var
gûlistanlý annelerin göðsünde kabaran imân
kudûslû kadýnlarýn gözlerinde haccýný tamamlýyor
öfkesini sabýr odasýna kapatan babalarýn elinden
ipini koparmýþ dünya yürüyor yine kendi halinde
haydut zamanlardan geçiyoruz
herkesin alnýnda kurþuni bir leke
ahiretini saðlam tutan sofileri hiçe sayan
çakal ulumasý iniyor kutsal mabetlerden içeri
vurmuþlar þuursuzca vurulmuþ kýblegâh
asit kuyularýn soðukluðunda ötekileþen
iniltilerle kesik yemiþ aradaki kardeþlik baðý
kaç asýrdýr ayný acýyý tavaf edip duruyor
kendi etrafýnda yanan bu yangýnýn dumaný