intiharým kadar fikrimdesin bileklerimin sýzýsý gecelerimin çatal aðýzlý yýlan diþli göz ýþýmasý edalý kýz hüznü hep yapýþ ýslak / hep bacak arasý gülüþü görkemin delirmiþ deliren deli dað yankýsý ben ki sesine yangýn sefil sefaletlerin soytarýsý ben ki yüzüne vurgun saraylarýn delibaþ serserisi þimdi ben ne yapsam da kaçýrsam hem aklýmý hem de seni…
çünkü
seni ben iskandinav ülkelerinin beyaz gecelerinden çalýp bir gizli tapýnaðýn koynunda saklamýþým seni ben kimselerin bilmediði þarkýlara yazýp tartaklanmýþ coðrafyama alýp o ceketsiz sürgünlerime yazmýþým…
beni gözlerinden sürme erken ihtilal olur yüreðim sokaklara ki zamansýz çok vuruldum günlerim av mevsimine döndü iz sürdüler / her yol adýmlarýma
iþte bu yüzden (haritasýz ve sýðýnaksýz) kaldý adým gün oldu kendime göçebe / kapýlarýma misafir yaþadým ýrmaklara dolandým koyaklara sarýldým / yaðmalandým ama olmadý / ne sensiz ne de seninle durulamadým ben beni bile kendimden / nedendir bilmem bir kez olsun hiç mi hiç saklayamadým / sakýnamadým…
çok önceleriydi gecelerin sabahlara küstüðü bir iklimdi. herkesin parkasýnda bir is / gözlerinde bir sis vardý hepsi þafaklara akan ýlýk ve nazlý sevdalardý en fazla geceleri çoðalýrdý þarkýmýz parçalanmýþ bakýþlarýmýzý toplardýk birbirimizden pasaportumuz ve kimlik bilgilerimiz silinmiþti laf aramýzda bizi zaten muhtarlar oldum bittim hiç sevmemiþti iþte yoktu yalnýzlýðýn kaþeli / onaylý / resmi kayýtlý bir adresi…
biz akþamlara ateþ yakan omuz tutan halaylardýk biz fermancýlarýn kaleminden damlayan kandan yazýlardýk bizdik seherlere fer yürekleri iþleyip / ekmek diye sunan bizdik geceleri / ay ýþýðýný nazlýmýz diye koklayýp ardýmýz sýra kovalayan yalnýz sanmayýn bir þairin tufaný gelip kýrdý dallarýmýzý / dizelerimizi hala saklarlar bizi / köprülerin en usta / þarap çanaðýndan da sarhoþ serserileri…
gözlerin boynuma camdan daraðacý gidersen her yer çatlayacak
git her sözüm kýrýlsýn / dökülsün siyah bir kan tükürsün toprak…
varsýn aksýn nehirler türkülerin sesine / varsýn aksýn ellerinin çizgisine gözlerim düþmüþ yumma parmaklarýný o parmaklarýnki demirden sürgü müebbedim olur peki benim infazým þimdi / hangi kentin bulvarýnda ve hangi duvarda asýlý durur…
edalý kýzýn göðüs uçlarýný yine kendi çýðlýklarý ýsýrýr edalý kýz tenhada vurulan bir ceylanýn gözyaþlarýdýr ayak bileklerinden tanýr o’nu dar patikalar ve edalý kýz her umarsýz kadýnýn titreyen kasýklarýnda en açýk ve en çýplak / jilet kesiði / neþter ýþýltýsý bir yaradýr… iþte o yara ki daðlarýmýn ve sözlerimin kayalýklarýna çarpan göðsümün uçurumlarýdýr...
þimdi bütün kayýplarýn ve kayboluþlarýn serüvenlerini peronlardan yükselen uðultulara býrakmýþým ve dünden kalan ne varsa avuçlarýmda onlarý da alnýmýn yazgýsýndan söküp yerlere süpürge olsun diye caddelere salmýþým…
varsýn aksýn nehirler türkülerin sesine / varsýn aksýn herkes giderken bu istasyondan bir sen sesimde kalacaksýn
bir sen sesimi
ezgilerinle duyacaksýn
ben susacaðým
ýslanacaksýn…
II.
uzun bir serüvendir ömür dur duraklarýn birbirinden haberi olmadýðý sessizliðin gürültülerle seviþtiði sevinçlerin ellerimizden asi kaçak yaþadýðý iþte bu demlerde edalý kýz en fazla geceleri susar ben yürürüm tenhalýðým gelir kollarýma konar ben edalý kýzý yokuþlara sorarým o da yetmez koyaklara koþarým gölgemde puþtlarýn o hesaplý sinsilikleri lakin edalý kýzý dil etmem / dillendirmem gider kendi kýyametime saklarým…
varsýn aksýn nehirler türkülerin sesine / varsýn aksýn herkes giderken bu istasyondan bir sen sesimde kalacaksýn…
þimdi vakit dayamýþtýr namlusunu adýmlarýma ey vedalarýn en arsýzý ve en cilvelisi / haydi çýk gel koynuma yine gözlerin boynuma camdan daraðacý peronlar desen / yerler desen her yer / her yer desen cam kýrýklarý...
dur / ne olur çýplak düþlerinle bakma yüzüme kanarsýn artýk beni arýyor olsan da bu istasyonda bulamazsýn...
benden sana bir hikaye kalýr mý / bilmem ama mert metin baþka bir ülkenin artýk dönüþü olmayan hayal sularýnda...
III.
hayal sularýnda üç gecede üç masal çaldý sirenler sarhoþ tayfalara sordum seni / ayýk meyhanelere sýzdým cebimde resmin olmasa kendimi ihbar sayacaktým o hicraný bilinmez silahý saklý yeminlerde hep servi duruþlu mezar kuþlarýyla ötüþüp kaldým ve günler hep sensizliðe yaslandý geçtiðim kentler sanki bir baldýrandý edalý kýz mintanýmda eþkýya baskýnlarýyla sýzan bir duman ve gazele duran bir tan sofrasýydý…
kaç yel serildim serçe saka sabahlara eþkalime yasa tutan telsizlere eþlendim hudut boylarýna döþenen mayýnlarda uzak denizlere yol alan bir seferdim…
akasyalar açardý o güleç yüzlerde nereye ekilse orada biçilen ömürlerdi sararan güz bile o gözlerde yeþile durmuþ vadilere dönerdi…
þimdi varsýn diyorum / varsýn aksýn türküler nehirlerin sesine gül’e deðmez ise ellerim bil ki yoluma çýkar paslý bir kelepçe…
IV
silinen hiçbir þey yoktu yaþamda yitip giden hiçbir acý kalýcý hasretler içindi nefesimiz ve gülüþler seviler kadar dardý þimdi sen sen ol al bu iki zamaný bahara duran bir poyraz say ve mekan tutmaz serüvenlerde bir sürgün þarkýsýdýr artýk aþklar… Sosyal Medyada Paylaşın:
mert metin Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.