unutulan þairler mezarlýðýnda yatan yüzüm ve
ýsýnmak için yaktýðým kitaplarýmla
ve
küllerinde
uyutun beni
o kuytu dehlizlerde
kokalým buhran
kokalým kitap
ölüm ki
her zaman ýlýk kabul eder toprak
üþür hýrkam
ve sen
ben
vazgeçtiðimiz yüzlerimiz
biz
bir eylül ortasýnda
"belki yine geliriz"
yine gelirler
Beyaz ve siyah atlarýyla
dört nala serüvenciler
yollarda
macera ve heves içinde sýðýnýrlar
telaþ içinde dudaklarýný kanatýrcasýna ýsýran adama
Bir devrimi kucaklar
yanan þehirlerden,
yýkýk duvarlarýndan ,
sýnýrlarýndan geçer onlar
zalýmýn kýzý
aþkakesmiþ bir çift göz yüzünden
yani her þeylerinden
vazgeçerler
tüm öfkemi
ellerimin titrekliðinde bir tütüne basýp
gözlerinle taþlanýyorum
ben
sana
recm ediliyorum
elimin tersiyle silip yüzümdeki kaný
dilimle tadýna varmak gibi
-kendi kanýnýn tadýna ilk kez bakan her insan gibi-
iðreniyorum.
iyinin ve kötünün arasýnda
saðýma ve soluma
göktekine ve yerdekine
yalpa vururken düþlerim bir bulut içinde
ölüme hasret serçeler geçti çölümden
susuzluklarý
ayný ben
yanan kara lastiklerden
bahseden o kadýn
ve büyük gelen önlükleri ilkokul çocuklarýnýn
"durmadan kanayan bir þeyler var
ölüme direnen þiirler
haziran ortasýndaymýþçasýna terli
gözyaþý kývamýnda ýslak
ve kanayan
bir
þeyler
var
gözlerimde
beklemekle usanmayan."
dudaðýmdaysa iþteþ yapýlý bir antep akþamýnýn mayhoþ ýslýðý
koynumda sendaþ günahlar
ve ben bu karanlýk ormana saplandýðýmdan beri
bu yapýþkan
bu kirli hüzün gözlerime meylettiðinden beri
tek tek astým tüm sevdiklerimi
dar aðaçlarýný kendi ellerimle çizip
yüzümü ve sesimi karanlýða iliþtirip
bende öldüm sen gibi