"Hikâyeni Allah, þiirini sen yazarsýn" *
-lý nâv dengê bâhre geriya hemû cîhanamýn-
Dedi kadýn
Ben aðladým.
Yüreðimde yarasý daðlanmýþ bir boþluk
An sonra adýný haykýrdý Mezopotamya
Azar/azar dindi sessizliðim
Üþümüþ gözleriyle iki çocuk
-iki deli özgürlük -
Santim santim çürüttü, dilimden yüz bulan yüz çizgilerini.
Ne kadar korkum varsa hepsi intihar eylemi.
-Allah’ým bende mi ölmeliydim-
Sen gittin
Ah yüreðim!
Hala, sýcak somun çalarken yakalanmýþ bir sokak çocuðu gibi
Hiç en iyi çocukluk arkadaþý olmayan bir çocuk
Ve ayrýlýk
Giden günlerin çarmýhýnda gerildikçe
acýsý depreþen yaralý bir hayvan
Oysa
Kalp atýþlarýmýzdaki dinginlikle
Uzak bir kentin bahçesine baðdaþ kurup
Karýncalanan ayaklarýmýzý birbirimize ovalatmýþtýk
Ucu açýk bu cümlenin ütopyasýnda
Ki zaten tüm düþ pencerelerimde bir aþk hazýrlýðý
olmayan odamýn çerçevelerinde…
Þehrinin kaldýrýmlarý diyordum en son
Ayaklarýmý, ayaklarýnýn deðdiði yere deðdirmeden ölmem!
Hem iþteþ hem tekil
Artýk ölebilirim sevgili.
Aklýmdan aklýna düþsem
Hiç þüphesiz bir martý aðlardý
Martý aðlardý ve ben
Tüm dikenleriyle bir gülü susarak kanatýrdým.
Kanardýk içten ve sessiz…
Suskunluðum olurdu
Beklemekle yýpranan yüz çizgilerimin payýna düþen gülümseme.
Yorgundum
Çünkü omuzlarýmda yüz yýllýk bir yalnýzlýk taþýyordum
Yaralarým vardý kanayan sonra hemen kabuk baðlayan
Ki içimde sensiz bir kargaþa
Ýçinde ben’li bir kýyým
Korkuyorum, bu ateþ yakmayacak bizi.
Aklýmdan aklýna düþsem…
Hiç þüphesiz bir martý…
Ve ben tüm dikenleriyle bir gülü...
Kanardým derin, içten yaralý.
Deniz Pýnar
*Sedat Balun