ý-
Þahrud
yine yüreðimin siyah mürekkebiyle yazmaya baþladým sana
parmaklarýmýn ucunda bir can ölüm soluðunda
birbirine yabancý iki ayrý kentin iki ýssýz sevdasýnda
ayný güneþin altýnda birbirimizden yoksun uyanmanýn acýsýný yazýyorum
tanýmsýzdý her þey terbiye edilmiþ yüreðimde
dudaklarýmda kundaklanmýþ sözler
kimsesizdi...
utangaçtý..
sessizdi.
ýý-
kasvetli kaçýþlarýn ceplerimde çýplak ellerimi býraktý
eþgâli belirsiz narâlar hiç bu kadar boðulmamýþtý içimde
nidâlar benliðimden daha kabadayý
vurup kýrýyorum kendimi
hiç acýmýyorum sadece bir deniz boðuluyor gözlerimde
nöbetleþe çalýþýyorum yaðmurlarla
o gözlerime aðlýyor ben sana
kimse bilmiyor aramýza giren kaç þehrin olduðunu
kaç gece uykusuz çoðaldýðýmý uykularýna
vurguna takýlan uçurtmalarý mý hangi yöne uçurduðumu bilmiyorlar
onlar ne bilirler kimsesizliðin sen olduðunu
onlar gidenlere dönmemeyi öðretenler di Þahrud
sorgulu gecelerin ortasýnda baðýrarak uyandýðým kaç rüyam oldun
onca ertelenmiþ kavuþmalarýn sabahýnda
bana hep masal diye yokluðun anlatýlmýþ
ne yapmalýyým þahrud
yaðmurdan ayýklamalýmýyým gözyaþlarýmý
yoksa nereye süreklendiðini bilmediðim bir sel’e mi kapýlmalýyým
sana gel deyiþim sessizliðimdi
duy iþte adýný baðýrýyorum
yaþam karasý yokluðunu yaðmurun kollarýna býrakmýþtým
sen sýrýlsýklam bana seslenmeyi beceremedin
bir kez daha yüzümün saðýr yanýnda yitirdim seni
gel’me þahrud
kimler gecikmedi ki vurgun düþtüðüm gözlerinin efsunkâr yokluðunda
ýýý
emanetime yapýlan hýyanetin adýný kerbela koymuþlar
býraktýðým gibi bulmanýn umudu kurþuna dizilmiþ
kabil olmaný kim söyledi de habil yüzlü rüyâlarýmý katlettin
kýrkýncý kesiði attýn bileklerime
yargýsýz infazlarýnda daha ben ölmedim þahrud...
sen yaþa þahrud
sana bir þey olmasýn diye vasiyetsiz intiharlar kuþanýrým ben
dokunduðunu hissettiðim zaman
gecekondu evimin penceresinde açan çiçeklerden bahsettim mi sana
ne hikmetliymiþ o uzun parmaklý ellerin
anladýn mý þahrud seni b/öyle bereketli bir mevsimde sevdim
sen sevmesende
iki dudak arasýndaki reyhan kokulu nefesini sevdim
de hele
aþka var(a)mayan acûze yalnýzlýklar daha ne kadar taþacak þakaklarýmýzdan
daha ne kadar metrûk sokaklara çýkacak adýmlarýmýz
hangi isli tren garlarýnda son bulacak bekleyiþlerimiz
ya ecelim olmasýný bil
ya da çek kurtar beni bu uçurumdan
ýv
hüzünden sýyrýlmanýn yolunu buldum bu aralar
heybeme koyduðun günbatýmlarýný izlemek Rabat da þahrud
bil ki ben hâlâ seni bekliyorum
gör ki a r a l ý k s ý z yokluðunun zulmünü kusuyorum ayaklarýna
bak yine akþam oluyor þahrud
iþte oturduðun köþem
þurasý da karanlýðýnda sobelendiðim yer
zeytin rengi bir gecede bulmuþtum aþký
ama sen bilmiyordun þahrud
iþkenceye hazýr sevdiðimi seni
ömrüm tozlu bir yastýkta bitiyor yavaþ yavaþ
hesapta olan tek þey seni sensiz yaþamaktý
ellerin ellerimi tutmadan çýkabilmekti uçurumdan
tutma þahrud tutma ellerimi
düþerken ýskalarým belki sensizliðin boþluðunu
v-
korkuyorum
ya yeniden hayatýma dönersen
soluklanmak için bir fýrsat verir misin halepçe de
toplar mýyýz yeþeren umutlarý hevsel bahçesinde
yoksa yeniden mi kurulur daraðacý Diyar-ý Bekir de
kirlenmiþ duygularýmýn mehrûk yaný mýsýn sen
bir ibrik su ver bir de seccade
sakýn haa
kýblem yüzün olmasýn
senden tövbekâr olacaðým
hoþça’kal þahrud
bir þehrin ortasýnda çýðlýk çýðlýða kalan sen yaným olsun...