Ardýnda býraktýðýn bu kent yoksul…
(Eylül)
Gözlerimde kuruyan sararmýþ geceden al beni
tenin ki þarampolden alan deli bir dalgaydý
boðulduðum Marmara da
ben yüzmeyi bilmiyordum ki Zühre
I
sen gidersen bu þehirden yetim kalýrým Zühre
þefkate aç bir çocuk
kendi dehlizinden çýkamayan bir zanlý
eli yüzü yara bere içinde kalan dilenci olurum
dünya
dünya hangi yana dönüyor Zühre
düþlerim içimde yangýnken nasýl geçerim siyah bakýþlarýndan
hissetmekten o kadar uzakken
þu sayýklayan bedenimden çýkan ses
neden alýp baþýný gidiyor
II
öyle gider gibi bakma bana
sandýðýn kadar saðlam duruþlu deðilim
gitme
kal Zühre
kirpiklerimin penceresinden gir içeri
parmaklarýmýn arasýna sýkýþtýr o küçücük ellerini
ümitlerimin tükendiði yerde umudum ol
ama kuytularda susturma avazýmý
kollarýmý açmýþtým sana jilet kesiði olmayan
tiner çekmemiþ bir ciðerle sevdim seni
sebepsiz sorgusuz sualsiz izbe duygularla
g
e
l
sarýl bakýþlarýmdaki aciz çocukluðuma Zühre
bir gidiþte kaç güvercin vuruldu kanatlarýndan
kaç adým sensiz adýmladým dibine battýðým sokaklarý
kalbimi esir aldý boþluðuna düþtüðüm vuslat sancýsý
oysa
mavi bir geceden doðan loþ bir ýþýðýn kavuþturduðu andý yoksulluðumuz
oysa
yorgun iki yürek tutulmasýydý vurgunluðumuz
þimdi
kan damlýyor göz pý’nârlarýmdan
sürgün ettiðimiz sevda can çekiþiyor avuçlarýmda
hasret kavruðu genzime sunduðum esrik nar þarabý tesellim
biliyorum ki içtikçe yanacak içim,
ve yazdýðým kalem kadar tükeneceðim
kal diyorum iþte sana kal
serin bir sonbahar akþamýnýn nefesine karýþan kokunla
yer kaysýn ayaklarýmýzýn altýndan
ufak adýmlar atalým bunca yakýnken
hadi yatýya kalmak için izin al kendinden
sýðýnacaðýmýz tek yer kendi bedenlerimizdir
III
söyler misin nasýl bir serzeniþ bu
b/öyle derde saplanýp kalmýþken
hangi aklýn unuttu beni henüz saramadýðým yaralarýmýn içinde
anlayamadýklarým buhar olup uçmuþken
d/okunduðu yeri yakýp yýkan
acýnýn adý nedir
ben sefil dokunuþlarýnda sen olmayý beceremedim
her acý bir aþktý daraðacýn da ellerimle geçirdiðim
can kýrýðýndan arda kalan ateþin içinde
oysa yanmaya bileylenmiþtim
saten gözlerinde Zühre
bu yüzden aynada göremedim kendimi hiç
dolaþmadým yanýmda sen olmayýnca bu þehri
ben yüzümde hep hüzün barýndýrdým kaðýt evler içinde
kaç kez baðrýmý susturdum
hangi çýðlýk koynunda saklar
avaz avaz sustuklarýmý Zühre
hiçbir tanýk çýkmadý gözlerime
serkeþ bir aðýdýn içinde buldum kendimi
omuzuma uzanan bir el ‘’neden aðlýyorsun ‘’ dedi
ben yine sustum
aðýtlarýmýn kimliði yoktu
ben sana
ben sana ne diyeyim zühre
IV
sen sonu olmayan bir aþk’týn
her þey seni anlatýyordu
gri renkli örtü
beyaz yüzlü yastýklar bile seni soruyor bana
gözlerinin rimelini sildiðin aynayý hiç sorma
küs bakýyor þimdi bana
bu nefret ikindisinin güneþi hangi vakte batacak
bana yalan söyleme derdin tam ortasýna düþmüþüm iþte
gitmeyi hazýrladýðýn bavulunun içinde
ben hayata küstüm Zühre
gözlerimde sýla hasreti kaldý
daha kaç uzaklar boðazýmda düðümlenecek
hoyratça harcadýðým kaç muhtaç cümle daha susacak ellerimde sana
sevgiye aç konuþuyorsam uzak yoldan geldiðimden kaynaklanýr Zühre
V
bak yine gün aðarýyor
bense bir geceyi daha tükettim tütün dumanýn içinde
gece expreslerine ýsmarladým umutlarý
raylara mimlenmiþ sevdam intihar ederken
biz birbirimizin öðretmeni olmayý beceremedik
ne ben sana kalmayý ne de sen bana gitmemeyi öðretemedik
biz ayrýlan yollarýn mülteci cesetleriyiz
yolumuz çöl ayaklarýmýz asfalt yanýðý Zühre
kal Zühre
aþkýna ateþ kesilen sularda boðulayým…