’henüz baþlamamýþtý yaðmur
ve saçlarýmýzý taramýyordu o vakitler
baþý bozuk bir ayrýlýðýn elleri’
üç sokak önceydi
kayboluþu çocukluðumuzun
alnýndan yaralanmýþ bir saklambacýn
diz kapaklarýnda
ve o vakitlerde
hiç bir mevsime
tekabül etmiyordu ocak
bilmiyordu kimse
aðzý karanfil kokan ölümleri
çeyiz diye sakladýðýmýzý
avuçlarýna annemizin
makamý bozuk þarkýlardan
ayýklamýyorduk henüz
adýmýzýn ardýna düþen
eksiklik takýsýný
ve hiç bir ses
sessizliðimizi bölmüyordu bu kadar
etiyle týrnaðý arasýndan
onikiyi
ikiyle çarptýðýnda aklým
akýlsýzlýðým dokunmuyordu yokluðuna
okunmuyordu yüzsüzlüðün yüzümden
tek tek küfretmiyordum
her harfine adýnýn
ve caným yanmýyordu
dilimin aðrýsýndan
üç sokak
yirmi dört gün önceydi
illegal bir ölümü
peydahlamasý seviþmemizin