Önsüzü sandýklarým son söz çýkýnca,
Darýldým ben
Kaderimde saklý, boynu bükük öykümün yýpranmýþ yüzlü yaþanmýþlýk tarafýna…
Hâlbuki ellerimiz yeni tutuþuyordu
Sevgi kibritinin yanýk kokan uðrunda,
Misvak buðularýnda aðýrlanýyordu
Aðzýmýza dolan kýrýklar…
Ýlk gün konusunun hobilerden fobilere dönmesine dahi aldýrýþ etmeyecek kadar
Saplanýyordu; hükmediyordu ruhuma…
Bir Anzer balý edasý vardý üstümüzde
Yapýþ yapýþ “biz” olmaya çalýþýrken
Adýmýzý aðaçlardan kökleþmeye yüz tutan sevgimize kazýyormuþuz
Bihaber, bilmukabele…
Tutum/lu deðildik bu sevgide
Sav/urduk yürekten gözlere meyve vereni
Ahý tuttu tutacak ayrýlýða çaldýðýmýz mayanýn
Sonra kase kase taze hýçkýrýklarla doyacak
Sonbahara teslim göz pýnarlarý…
Biz de olaðanüstü hal ilan edilmiþken
Selden yana,
Afrika’da tek bir çocuk ýslanmayacak
Kana doymuþ kara parçalarýnda;
Biz ise kan aðlayacaðýz senli benli rüyalarda;
Utanmasak rüyalara ambargo koyacaðýz;
Bilinçaltýný üstüne getiresimiz var;
Ýþte belki o zaman ayak izini sürmeyiz sevdanýn
Ta ki güneþ batýdan doðana kadar…
Bardaklardan taþmaz sabrýmýz,
Tesbihlerde huzur bulur üç günlük dünyada
Ýki günlük aþkýmýz…
Bugün kozasýndan çýkan bir kelebek aþk
Son gününü son söze sýkýþtýrýyor
Her kanat çýrpýþýnda;
Yanan lambalar, mis kokan lavantalar
Kazýnýyor hafýzasýna...
Sükut-u hayal oluyor yavaþ yavaþ;
Kanatlarý aðýrlaþýyor aþkýn
Tonluk bir ayrýlýk sonrasý kavuþma anýný
Hatýrlatýyor akrebe deðen yelkovanlý dakikalar…
Soðuyor beden;
Ve bir “ünlü düþmesi”ne sýkýþýk kalýyor
Göð(ü)se payitaht bir gön(ü)lü mefta…
Aðlasýn þimdi edebiyat
Toplasýn da tüm þairleri;
Al O’ndan vur bana,
Bir aðýt dökülüyor dudak arasýndan
"Ýlle de Aþk, Ýlle de Aþk!"