Sana “öylesine” deðil,
“Ölesiye” yazýyor
K/alemim,
Mürekkebinin son damlasýna
Kadar!
Süt liman bir haldeyim…
Halt etmiþ tükenmiþlik
Hatta,
Yeni moda sendromu da!
Hey gidi yedi tepe Ýstanbul!
Kubbelerinden þahitsin
Bana!
Pencereme ritim tutan
Yaðmuru da es geçmemeli
Aslýnda…
Gramofonda Bediha Akartürk,
Anonim kahve kokusu
Fincanýmda!
Saatin sesi, kalp ritmimle
Müsabakada...
Eziliyor kelimeler
Don Kiþot deðirmenlerinde
Un ufak olasýya,
Hamuruma katsam yeri var hani
Bir gram dahi azaltmadan
Mizanýn kefesini!
Hangi satýra dokunsam
Haremini açýyor ilham,
Utanmadan!
Sanat için soyunuyormuþ
Güya,
Gel de inan!
Neye kalemimi atacak olsam
Soluyor göze batan yeþiller,
Lime lime dökülüyor
Suret’ in karþýsýnda…
Heybetin ve þaþaný da
Unutmamak gerek.
Hangi kalem secde etmez ki
Yaradan’ýn bu güzel sanatýna!
Bir kalemin
Kuþluk vakti duasýdýr,
“ Ya Rab, kimi zaman
Hakimlerin ellerinde kýrýldýk,
Küstük hayata.
Kimi zaman ise,
Köpük köpük, ýlýk ýlýk
Aktýk içe
Hayata dair ne varsa!
Þimdi
Beni “edebi” dünyadan,
“Ebedi” dünyana
-Ki bir harf becayiþi-
Bir çift gözden
Cennetine merdiven dayamak
Umuduyla,
Kabul eder misin huzur/una?
Camiden yükselen bizim müezzinin sesi
Kaðýda “amin” demek düþtü
O gün bugündür, öksüzdür
Yazýlmaya hasret duygular!
Sen bunlarý düþünme
Kal/em
Sana cennetinde
Ýyi uykusuzluklar!