Genzimde özlerken seni
umut diye açtýðým perdeler yüzümü ikiye bölüyor
ey benim sevda soluklum,
sesim uçurum olup asýlýrken kirpiklerine elemin sürmesini çek yüreðime
sürgüne açýldý yüreðimin bütün kapýlarý
itebilirsin artýk sýrtýmdan uçurum’a
uçurumlarýnda yâr(ý)sý vardýr unutma
azalan yanýma uydurduðun masalýn bir sonu olmalý
beni ayakta tutan þey’in yok’luðun olduðunu bilmelisin
zaten beklediðim de sen deðildin
oysa
bir adým daha yaklaþýyordum sana
uzanan ellerimi tutabilir misin
çýkabilir misin saklandýðýn yerden
harflerimle çaðýrsam gelir misin tümcelerime
sabrýmýn tesbihi çatladý
sus’ma konuþ
haykýr küfret
izleri derin bir hayatýn içinde býrakma
sensizlik bir taziye evi
parmak uçlarým çekmiþti seni o karanlýktan,
sonra tekrar kaybettim
gece kör adýmlara sordum seni
bende olmadýðýný biliyordum
peki ya neredeydin
kül olup savrulmadým mý yangýnlarýnda
çamurlu yaðmurda kirli ve paslý bir ayak iziyle gelmedim mi ardýndan
dirhem dirhem azaltmaktan ötede yol yok muydu
-da
öyle bir acýnýn içinde genzime kaçýrdýn yokluðunu
nefesi kesilmiþ nabzýmýn
ürkek ünlemleri unutmuþ sesim
bir hece doðdum diyor bin hece öldüm
iþte bu yüzden sensiz yaþadým
biliyor musun
benim hiç iki satýrdan fazlam yoktu
uzunca okunaklý bir sevdanýn aðrýsýný çekmeme raðmen
bilmediklerim bildiklerimi bastýrýyordu hep
ve ben okunmasý gereken bir sevdanýn iç sesinde
susuyordum
gelmiþtin
gitmiþtin
-ve bitmiþtim
yýllar sonra
kendine kilitlenen bir kapý gibi karþýmdaydýn
aslýnda benim bir suçum yoktu
sen geçmiþtin önce aklýmdan temmuz gecesinde
gözlerim siyah-ý boyuyordu
sen’se düþlerimi karaya ç/alýyordun
aslýnda senin bir suçun yoktu
sadece
yokluðun tarafýndan kuþatýlýyordum
ve sadece
gece oluyordu ben sana sýðýnýyordum