geçiyorduk
aðlayan yüzüne kalbini asmýþ sokaktan
yürüdükçe adýmlarý eksilen iki suret
sýcak güneþ ekiyordu gündelikçi topuklarým
öylesine yer deðiþtirince renk
deðiþtirmez aþk diyordu adam giderek
parmaklarým beni kaybediyor yalandan
okurken incelikli
þiirden bir demet kadýn
þehirden ayna seçiyor usulca yolcusuna yakýn
yaþlý insanlarýn edasýnda tutuyor kolumdan zaman
geçiyorduk öylesine
aslýný yüzüne asmýþ duvardan
ne malum iþçiyim ne malum esmer çocuk
suyundan topraðýndan caymayan çiçek
gün olur kurak
gün olur mavi durur gerçek
kýzýla kýrýlmýþ testiler vurduk köþe bucak toplayamam
oysa geçiyorduk gülüþünü yola sermiþ duraktan
öylesine bekliyorken
görmedim
lakin farkýndayým bu yediveren sana
veya geç mi kaldým küçükken büyük gelen gölgem
nasýl olsa akýyor su öylesine
çizdiðimi içine çekerek
saçlarýn atlas son sesim kýrýk ve ýslanmýþ zincir
güzel olmalý adýnla bir anlýk ölmek
/