yusufcuðun rengine yürüdüm
sabahýn su zamaný
baþka dünya baþka çöl bu
ne denir aþk ölmüþse içimde
gül demir sürür gün be gün
kapatýyorum gözlerimi
son dokunma
bir yaným ateþ üþür öbür yanýma
son þehirde alýþýr çocuklar
her türlü acýya
aydýnlýk inzivada bir süreliðine
yenilmiþsek yenilmiþiz iþte
an olur en onulmaz yerinden
mavi çizgiler döþer elimiz göðe
sabahlýðýný sarar hüzne
sarýlýr sýkýca kadýn öpülür hece
baþka olur izbe kelebeklerin dansý
aðarýr güneþle birlikte
mumlarýn ýþýk soyundan olmayan duasý
ne denir
savunmasý yarým
avunmasý oyunlarýn siyah
geçtiler üst üste ve alt alta
gömülmüþ mabedine zaman
aynadan doðan nehir
yakmýyor eteklerini aman
dudaklarýndan akmayan kýzýl zehir
kaðýt masum denir
kalem sandýðýn kadar beyaz
batmýþsa kuma dünya kalsýn yerinde
çaðýrma geri kimseyi
kimsesizken gölgeler de çürür ben
saçlarýnda bu
har utanýyorum senden insan soyu
yüzünü öne her eðdiðinde
/