kendi saatime takýlýp düþtüm
üzerimde ince þal
çok bilinmeyenli üþüdüm bu sabah
ellerin kadar
kedi gölgesi
indi karanlýk duvara
kolumdan çalýnmýþ dövmesi çoktan
bir mecal
çamurlu bir dere ki sorma iki
kimseye ait olmayan
arada kadýn
saçlarýný okþadý bir anda, duymadýn
açtýkça yüzünü anladým karanlýk
ben beyaz
bembeyaz kuþlar geçti gözünün ucundan
kapandý perde oldukça karýþýk
saat beþ sularýnda yaklaþýk
bir Elif boyunca dünya
kalem ile kâðýt iþte
aþk ile aðýt nasýlsa öyle
oysa en temiz sen kaldýn içimde
aðacýn hükmünü sürdü yüzüne
hakim rüzgar, kýrýldý
kýrýldýk ince ince
bütün kaldýrýmlar koklar mý köpekleri
ve hüzün boyunca ulama sesleri
dans eden yaþlý kadýnlar
gözü yaþlý adamlar onlar, yoktular
zamanla çiçek okuyup
gazete topladým evden rengarenk
yýðýn ellerime bahar
bir çýrpýda silinmez ki deprem enkazý
çýkýlmayan merdiven
inilmeyen uçurumlar
resim kitaplarý ve kurþun kalem
aðýrlýðý yol boyunca
sonra manevra kabiliyeti düþlerin
dirim
her þeyi yapabilirsin mesela
aynada yalnýz kaldýðýnda
kopmuþ terazinin adaleti ne çýkar
baðla zinciri gözlerine
aðla dudaðýna
boynuma borç seviþmeler yine
ödünç alýnmýþ gün kesitleri falan
anlamsýzca dövüþürler þehrin ýþýklarý
gecenin iðne ucunda
biraz umut besledik aslýnda
gün ýþýðýndan
biraz daha faydalanmak için
hazýr uyanmýþken kesif uykudan
bütün olup biten bu iþte
yaþamý yeniden sever gibi sundu elime
simidini ikiye böldü çocuk
yedik afiyetle
bir açýk bir demli çay
sevdim onu, büyük mutluluk
.