Açık Kapılar Ardı Az Hijyenik Eğitim Laboratuvarı | Not: Çokça Şeffaf
Utopia
Açık Kapılar Ardı Az Hijyenik Eğitim Laboratuvarı | Not: Çokça Şeffaf
gökyüzünde martılar var bak
aç kanatlarını ve süzül özgürce
küllerinden yeni bir evren yarat
diye başladı kitap
I bir gün bir pazartesi
say ki sabahın körü olmadı akşamüstü
iki çarpı üçten hesaplarsak
sanırım azizim altı altın saatten henüz birincisiydi
aldı eline sazı ve dedi ki adam
dedi tarihi dedi yeni baştan dedi
yani en baştan dedi
yani sil sıfırdan dedi kuzularım dedi
yazıcaz dedi hazır mısınız
güzdü mevsim çocuktuk edemedik itiraz
tarih eşittir yaşanan bölü yalandır efendim dedik
eklerseniz tabii kalan olarak beşerin şapşallığından az biraz
ah sizi gidi şakacı pinti tiksinç piç kurusu bir acayip çok acayip mahlûklar
dedi adam dedi
çıkarın dedi kâğıt kalemlerinizi
daha sayıların sırrını keşfedicez
güzdü mevsim çocuktuk edemedik itiraz
bir-iki-pi dedik efendim işte bu kadar
ötesini anlamlandıramıyoruz
ah sizi şakacı salak şarlatan avam takımı bir acayip çok acayip yaratıklar
dedi adam dedi
bekleyin dedi birazdan dedi madamla dedi
gramer saatiniz başliycak
güzdü mevsim çocuktuk anlatabiliyor muyum
edemedik itiraz
gına geldiğinde vesselam anadilinden dilimden dilimizden
çoktan somutlaştırılıp diri diri gömülmüştü toprağa o mahçup hüznümüz
tanrımıza tanrınıza tanrılarına şükürler olsun başkalaşıyoruz
ıslatalım bunu hadi o yeah
ama dedim ki dedim bakın dedim
benim dedim ellerim dedim
benim tenim ve lütfen yanlış anlaşılma olmasın
altını çizerek söylüyorum bir başkasının değil madam benim kalbim dedim
dokudan değil dedim hüzünden dedim n’apcaz şimdi
yaşayamam ki hüznüm olmadan ben
esmerdi madam fransızdı çok dilliydi
gülümsedi oh god dedi süpeğ metafoğ
parıldayan dişlerini gördüm inci gibi
harika istiare diye düzelttim hırsla
anlamışsınızdır burada hüzün halkımı eğretiliyordu ne de olsa
ne fağk edeğ ki dedi madam
seninkileğ de ağapça
o vakit yandı işte ampul kafamda yıkıldım
hiçbir şey bir tanem
saf değildi
o vakit yandı işte ampül kafamda yıkıldım
şu sömürge dil bir tanem
seni bana getirmeye yetmeyecekti
çık dedim o vakit emir kipiyle çekimleyerek öfkemi
def ol dedim kafamdan dedim lanet dedim aşk dedim
uğraşamam seninle ben
fazla meyilliyim inkâra
kalmadı hayatımda yer
ne sana ne de bir başka boktan duyguya
akademik verilerle somutlaştırılıp
değişen hükümetlerce sömürülmüş şu mahçup
hüznüm hüznünüz ve hüznümüz dışında
not: biz çocuklar yaşama döndürülmek için sunni değil
gerçek teneffüslere muhtacız
duyurulur işte budur ahvalimiz
lütfen durun şimdi durduğunuz yerde
daha fazla gelinmesin sakın üzerimize atlarız
ve çığlık ve ünlem ve kişisel bir düşünce
yakışmıyor işin içine platon’u karıştırmak
aşk olsun bizi anlamamakta direten şu inatçı aşka
karın ağrımız bozuk sütten değil miydi yoksa!...
II ne diyorduk iki gözüm
şöyle geçsin katliam kayıtlara
bir pazar günü
vakit sabahın körü
dinlemez ama duymaz gayri
maarif dizgesi tatil bahanemizi
kış olsa basittir işin
çekersin yorganını üzerine sığınırsın kara
ama şu güz başa bela
hele bir de global ısınma mıdır nedir
bir dert var ki sorma azizim sorma
çevirmiştir güzü yaza
toplanıvermişizdir ben diyeyim mahpus
siz deyin okul damına
bizmişiz gelecek
öyle demektedir adam çok sayın protokol karşısında
gözlerinde ele avuca sığmaz insan sevgisi elinde mikrofonla
yakından tanırız oysa
daniskasıdır pezevengin
gene ağzımı bozmak istemezdim ama n’apalım
zordur söz geçirmek gerçeğe anlatabiliyor muyum
tırnak içinde çok sayın pezevenklerimizden ‘özür dilerim’
inanmazsanız sorun
bir ahlâk meselesi değildir sorun
kitapların yalan söylediği (ayrıca bakınız ilk dörtlük) ilk nesildir onlar
bu yüzden yel değirmenlerine oldukça kızgındırlar
tabii ki don quijot da bir pezevenkti demek istemiyorum
ama istiyor da olabilirim
aklım karışık affedin
don quijot mu daha değerli yoksa pezevenkler mi karar veremiyorum
belki madamdadır cevabı soruyorum
sizce adam mı daha değerli madam yoksa don quijot mu
o lâlâ mösyö de biğ don quijot sayılığ yavğum
ah madam açın kollarınızı
ölmek istiyorum
intihar süsü verilmiş cinayet içre bir cinayettir bu ihbar ediyorum
bir pazar sabahı efenim
bir çocuk bayramında
bir bayramın bir işkenceye en benzediği anda
kırpmadan gözümü sayın büyüklerim ve sevgili küçüklerim
büyük soğukkanlılıkla
öldürüverdim çocukluğumuzu suçluyum suçlusunuz suçlular
not: yeniden dirilebilmek artık çok zor
diye düşünürken gülümsüyor potansiyel dulcienam
gözleri bal rengi saçları kumral
sık yazmak diyorum büyük bir sırrı paylaşıyor pozuyla
sanırım bana iyi gelmiyor
gene gülümseyebilir ama bu kez gülümsemiyor
keşke gülümseseydi diye düşünüyorum
belki o vakit deliye çıkmazdı adım
gene de sessizce uzlaşıyorum içimdeki çocukla
belki de ikinci kez tadına bakılabilecek bir zıkkımdır yaşam
düşlüyorum düşlüyorsunuz düşlememeliler
ve umut ve üç nokta
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.