müstehcen karanlýðým, akýbetini bilmeden yokuþlara gidiyor
sessiz ve buruk
huzursuz ikliminden damlýyor yaðmurlar
sinsi bir tövbe
dilime yerleþiyor ister istemez
gün kadar esmer
gece kadar ak
ve ne kadar imkansýz varsa
toplanýyor bugün penceremin önüne
görüyor tüm insanlar
bense sadece onun görmesini istiyorum
salýk bir paragrafýn noktalý virgülündeyken gasafet
yalaz müjdelerde birikiyor medet
ürkek ve boþlukta
yorgunlukta
ansýz hatýralarda düþ
hayal
vadesi dolunca intihar ediyor zamansýz iklimlerde
ve eski bir kitap susuyor son satýrlarda
o ise hala görmüyor
görmek istemiyor
þanslý balýðýn karaya vuruþu
ince iplerin tenlerinde yanký buluyor
sanki biliyor yaþam, ölümün kokusunu
duruþunu
savuruþunu
ve daha birçok kötü huyunu
sanki usulca
kaçak köçek
ve tereddüt etmeden
yer deðiþtiriyor köprüler akþamýn karanlýðýna doðru
bir þey var bu yokuþlarda
bir þey var bu oyunlarda
hikayelerim baþtan yarým
eksik eksik kalýyor anlattýklarým
yine y/arsýzým
ve dokunuyor son anda kalbime yediðim hençer
ruhuma
ki ihtiyarlýðýndan yakýnan aþk
merdivenlerin kenarýndan tutuna tutuna
yalnýzlýða sýðýnýyor bir gün
edepsiz ayrýlýk hemen kabul ediyor onsuzluðu
yaklaþýyor fesleðen kokulu
önseziler
tekil ben
çoðulluklarda kayboluyorum
o hala
görmüyor
iç yýkýmýmý...
(Ýlknur Karaca)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.