iki uzak zeytin dalý gözlerin
ayný barýþa söylenmiþ türkü
güneþle boyadým
bu sabah týrnaklarýmý
çýtý pýtý saçýmý ah’lara baðlayýp
aðarmak üzere saklanmýþ gökyüzü
hiç duydun mu söyle
gizli gece usulca
parmak uçlarýnda yürüdü
topladý aþikar tenim is kabuklarýna
mavileyin yetim sözü
camlarýn buðusunu tutup
nasýl içtiyse kuþlar doyasýya
öyle öpeceðim
en çiçekli omzundan
günü gelince parelenmiþ aþký
ömrün çocuk kalmýþ eline
uzaklý ama pek yakýn
kýnalar yakýnca ay bahar düþü
kayýp yazýlarý yazacak sonra
yasak alýnlara zaman
yakalayýnca buluttan renkli ritmi
kýrýp belini yýkacak rüzgar
dikili n/asýrlýk duvarlarý
t/aþkýn bakýþlara
gül yapraðý sunacak tek tek
susturup eski dudaðýnda yeni korkularý
.