Gün ýþýldarken,
doðan güneþin kýzýl huzmelerin alevi
bir çið tanesi kadar taze ve duru,
ak bir güvercinin kanat çýrpýnýþýnda
kýr çiçeði kadar savunmasýz...
Ya, akýntýlarý kimseye belli etmeyen kudret
yüreði daðlayan sevdanýn içli titreyiþinde
ýslýk çalýþýnda dalgalarda dövüþen sesi;
kayalýklarýn dövdüðü hýrçýn rüzgârlar,
söðüt dalý kadar ince ve kýrýlgan...
Çýplak aðaçlarýn arasýnda denizi seyrederken
ne kadar duygu varsa hepsi gidip geliyor,
büyük umutlarýn yarattýðý düþ kýrýklýklarý.
Gurur öfke karmaþasýnda içten mýrýldanma,
bu sabah unutulmuþ bir mektup okuyorum
sustuðunu sandýðým duygularýma
Göðe doðru yükselirken hüzün bulutu resimler
kendi çýðlýðýnda çörekleniyor gözyaþý yaðmurlarý.
Evet, aðlamak insanýn ruhunu yýkýyor derler ya!
Yokluðuna özdeþ, hasretine yenik düþtüðüm yerde
yelkenleri kýrýk tekneler gibi öðreniyorum
sessizce ayakta kalabilmeyi...
Ümmühan YILDIZ.