SABAH KAHVESİ
omuzlarýmda yükü uykusuz bir gecenin, sanki
yarýþ atlarýnýn çiðnediði ezik hipodrom gibiyim.
yine de kývamýnda bir yerde olabilme isteðim,
yine de yelkenim oluyor bu coþku, kuþlardaki,
ve yanýma koþuyor ‘lale devri yadigârý bir saki’.
ama benim isteðim þarap deðil, bir kahve sadece,
bugünün siftahý köpüklü, sade bir türk kahvesi,
ki dinlendirsin bir nebze önümde koþan sesi
ve dokunurken yüreðim bilinmez bir bilince,
eleyeyim mazimi sýk elekten dikkatle, ince ince.
ýsýtýr, söker umarým, korkularýn sarkaçlarýný,
baðrýmýn buzlu saðýr suyunu eritir umarým,
bir fincan kahvenin kaç yýl hatýrý var tanrým?
nerdeler o bir kahveye satanlar inançlarýný,
kendi vücutlarýna vuranlar kendi kýrbaçlarýný?
yaðmura durmak kadar, korkunç kuraktan sonra,
zevklidir duymak can evinde kahvenin buðusunu,
hissetmek yudum yudum tadýný ve eþsiz kokusunu…
bir baþkalýk yaðmýþ gibi bildiðim tüm aðaçlara
bir baþka baþlýyorum bugün, ben bu baþka bahara.
altýmda bir bulut yastýk, taze kahvem masamda
yorgunluðum buharlaþtý, bir dal gibi zindeyim
ve ‘ne çýkar fincanýmdan’ meraký içindeyim;
noel baba bekleyen bir çocuðum sanki þu anda,
kahve falýna asla inanmasam, kanmasam da.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ahmet Emin Atasoy Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.