eskiden bir liman kentinde yaþardým
akþamüstleri inerdim sahile
aniden bir rüzgâr eser
devirirdi saçlarýmý…
gözüm uzaklarda kýzýllýðý seyrederken
birden kucaðýma pervane gibi inen
yapraklara takýlýrdý…
gözlerim sonra…
açýlýrdý birer birer geçmiþe
söz geçiremediði ne var ne yoksa gelirdi aklýna
bir çýrpýda korkak kuþ olur
kaçardý ardýna bakmadan
sayfalar yeniden son halini alýrdý
sen öyle sakin/ sessiz durduðuma aldýrma
kolay deðil alýþmak sensizliðe yeniden
elimden düþüremediðim bir romandýn eskiden
saklayýp bir köþeye koyduðum…
bir resim çerçevesinden bakan gözlerinin
maviliðine daldým yalnýz kaldýðýmda…
-dudaklarýma kilit vurdum anmasýn diye adýný -
bu yüzden yazarým seni mýsralara
kýzýl gökyüzü kaybolurken gözümün önünden
dökerim sensizliði satýrlara
hain bir rüzgâr eser, savurur sancýmý,
sýzlatýrken nefesimi yokluðun
bir parça can dilenir ýslýðým
en sevdiðin þarký dilimde/dudaðýmda
bilirler… her akþam üstü inerim sahile
gözlerini ararým denizin maviliðinde
kýzýla boyanýnca gökyüzü deniz de rengini atar
iþte o zaman ben daðýtýrým ceplerimdeki
yanan hýçkýrýklarý
duyarlar beni uzaklardan
ne þikâyet ederim halimden… ne utanýrým!
martýlar ýslýðýma koþar gelirler
ve senden birkaç satýr daha býrakýrlar aklýma
yani sen… sevdiðim
yazabildiðim sürece aklýmdasýn
yazamadýðým gün emin ol ki
elini tutan/ sana dokunan bir mýsra deðil
caným...
2007
banukalyoncu